Çarpılmaktan korkan çocuklardık biz
Öylesine masum,öylesine temizdik.
Taş olurduk anneye bağırınca ya da vicdanımız azapla dolardı bir karıncayı yanlışlıkla ezince …
Öyle çok büyük dertlerimiz de yoktu …dev kuleli oyuncaklarımız da..Küçücük dünyamızda belli internetimiz yoktu ama çamurdan yapılmış son teknoloji oyunlarımız mevcuttu.Kimse üzülmezdi bisikletim yok diye …Kardeşlik vardı çünkü sırayla binilirdi..Paylaşılırdı işte hayat…
Yirmi beş kuruşa iki çay bardağı çekirdek alınırdı ve herkes doyasıya tadını çıkarırdı..
Öyle dershaneler ,özel dersler ya da başımızda nöbet tutan velilerimiz hiç olmadı.
Okulda dinler anlardık
Allah ‘tan korkar gibi korkardık öğretmenimizden ,bir o kadar da severdik
Ne bileyim işte …
Sokaktan kir pas içinde eve gelince
Kıyameti koparmazdı annelerimiz
Son model değildi ki böyle evlerimiz …
Eşyalar değildi önemli olan ..
Samimiyetle kurulan dostluklar ,muhabbetler ,sohbetlerdi evimizi kıymetli kılan.
Misafirin yanında edepsizlik edemezdik.
Hele bir denersek çimdiği yerdik çaktırmadan…
İkinci dilim pastayı istemek cesaret isterdi ..
Şimdilerde kendini yerden yere atan çocukları o zamanlar bakışlarıyla terbiye ederlerdi.
İlkel bulduğumuz .eski kafalı bulup eleştirdiğimiz o nesil var ya ..
İşte onlar hiçbir şeye kul olmadılar Allah’tan başka
İnternetin,telefonun ,televizyonun kuklası olmadılar ..
Sevdim mi adam gibi sevdiler
Laga luga nedir bilmediler .
Ağızları çok iyi laf yapmadı belki ama
İki bakışıyla koca bir nesli eğittiler.
Ve onlar…
Çaresizliğe doğru sürüklenen bu çağda ..
Emin olun kendilerini çok özlettiler.