Tarih: 04.07.2022 14:23

Neden Edebiyat ve Sanat önemlidir? Araştırmacı Yazar Kayhan Şafak

Facebook Twitter Linked-in

Merhabalar ,

Edebiyat ve Sanatın toplumlar üzerindeki yeri ve önemi nedir? Edebiyatı ' benim hayatım da roman , roman okuyup ne olacak' gibi , yada şiiri de 'Sendemi Şair oldun' anlayışıyla değerlendirmek mi olmalıdır?

Sanatı ise sadece Türk Sanat Müziği yada Türk Halk Müziği korolarına indirgemek , resim , dans ve balenin ise gereksiz olduğunu düşünmek mi olmalıdır? Bu anlamda Edebiyat ve Sanatı ilk olarak sizlere tanımlarıyla birlikte sunmak istedim. İnsanın temel ihtiyaçlarından biri olduğunu daha önceki yazılarımda sizlere sunmuştum. İlçemizin bir Kültür ve Sanat Şehri olabilmesine bir katkı sağlayabilmek amacıyla bu yazımıda sizlerin engin görüşlerinize sunuyorum.

Saygılarımla

Araştırmacı Yazar Mak.Müh.Kayhan Şafak

 

 

SANAT NEDİR?

İnsanoğlu, duygularını ve düşüncelerini sesler, çizgiler ve renklerle simgeler halinde şekillendirmeye başladığı andan itibaren, sanat eserleri de oluşmaya başlamıştır.

Her sanat eseri, insanla ya da insanın içli dışlı olduğu bir şeyle ilgilidir; belli bir varlığı anlatır, ondan bir kesit ortaya koyar. Bir resim, belli bir tabiat parçasının resmidir ya da bir insan görüntüsüdür; bir tiyatro oyunu, belli olayların canlandırılmasıdır, bir şiir ya da müzik parçası, ya doğanın ya da insan ruhunun estetik bir anlatımıdır.

 

SANATIN SINIFLANDIRILMASI NASILDIR?

Edebiyat, müzik, resim, heykel, mimarlık, tiyatro vb. insanda coşku ve hayranlık uyandıran sanatlar ise güzel sanatlar olarak adlandırılır.

 

GÜZEL SANATLAR NELERİ İÇERMEKTEDİR?

PLASTİK (Görsel) SANATLAR (Maddeye Biçim Veren Sanatlar)

FONETİK (İşitsel) SANATLAR (Sese, Söze Biçim Veren Sanatlar)

RİTMİK (Dramatik) SANATLAR (Harekete Biçim Veren Sanatlar)

 

Duygu, düşünce ve hayallerin dil aracılığıyla güzel, etkili ve belli bir şekil içerisinde anlatılması sanatına 'edebiyat' denir.

Ama edebiyat eserlerindeki temel amaç, bir konuda bilinmeyenleri açıklamak değil, herhangi bir iletiyi dilin olanaklarından yararlanarak etkileyici ve güzel bir şekilde anlatmaktır. Edebiyat, edebiyatseverde estetik duygular uyandırır. Nasıl ki bir yağlı boya resim, bir heykel, bir şarkı, insanda güzel duygular uyandırırsa edebiyat da diğer güzel sanat eserleri gibi aynı amacı bir şiirle, bir öyküyle, bir romanla gerçekleştirir.

 

EDEBİYATIN, İNSANI KONU ALAN BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ NASILDIR?

Tarih, psikoloji, sosyoloji, felsefe gibi alanlarla edebiyat arasında önemli bir ilişki vardır. Çünkü bunların hepsinin temelinde insanın duygu, düşünce ve davranışları bulunur. Bir romancı, kahramanlarının gerçekleştirdiği olayları anlatırken onların ruhsal durumlarını da ortaya koymak durumundadır. Bunları yapmazsa anlatacaklarının bir yönü eksik kalmış olur ki o zaman ortaya çıkan metin de uzunca bir gazete haberinden farksız olur. Bu anlamda romancı psikoloji biliminden yararlanabilir. İnsan davranışlarını iyi gözlemlemiş, psikoloji biliminden yararlanmış bir yazar, kişilerin ruhsal durumlarını yansıtmada daha başarılı olur. Bir romancı her ne kadar kişilik tahlilleri yapsa da sonuçta o bir edebiyatçıdır. Yani onun eseri bir bilimsel yapıt değil; bir sanat eseridir, bir edebi metindir.

 

DİLİN İNSAN VE TOPLUM HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ NEDİR?

İnsanlarla bütün ilişkilerimizde bize aracılık ederek sosyal bağlarımızı düzenleyen dil, hayatımızın her alanında varlığını gösterir. Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde, kısaca her yerde onunla beraber yaşarız. İnsan konuştuğu dili doğduğu günden itibaren hazır bulur; fakat dil, doğuştan bilinmez.

 

KÜLTÜR NE DEMEKTİR?

Kültürün bugüne kadar pek çok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlardan birkaçına göz atalım:

» Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen; zamanın ve ihtiyaçların doğurduğu, şuurlu tercihlerle manalı ve zengin bir sentez oluşturan; sistemli ve sistemsiz şekilde nesilden nesle aktarılan; bu suretle her insanda mensubiyet duygusu, kimlik şuuru kazanılmasını sağlayan; insana çevreyi ve şartları değiştirme gücü veren; nesillerin yaşadıkları zamana ve geleceğe bakışları sırasında 'geçmişe atıf' düşüncesini geliştiren inanışların, kabullenişlerin, yaşama şekillerinin bütününe kültür denir.

 

KÜLTÜRÜN TAŞIYICISI OLARAK DİL NE İŞE YARAMAKTADIR?

Bir milletin tarihi, coğrafyası, değer ölçüleri, folkloru, müziği, edebiyatı, dünya görüşü, bilime katkısı ve millet olmayı gerçekleştiren her türlü ortak değeri; yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle sözcüklerde, deyimlerde sembolleşerek dil hazinesine akıtılmakta, özünü orada saklamaktadır. Dil, millet denilen sosyal varlığı birleştirmekte, bireyler arasında duygu ve düşünce birliği oluşturmaktadır.

 

EDEBİYAT VE GERÇEKLİK ÜZERİNE NELER SÖYLENEBİLİR?

Edebiyatın merkezinde insanın insanla ve insanın doğayla ilişkisi vardır. Ama bu ilişki daha önce de belirttiğimiz gibi dış dünyanın somut gerçekliğiyle değil; sanatın, edebiyatın kendine özgü gerçekliğiyle dile getirilir. İşte bu gerçeklik bir kurmacadır. Bu kurmacayı oluşturan, bir anlamda dış dünyadan aldıklarıyla kendi düş ve düşünce dünyasında dünyayı, hayatı yeniden yaratan ve bunu da yazdığı esere aktararak somutlaştıran edebiyatçı, eserin yazıldığı dönemin her türlü özelliğinden yani gerçeklerden yararlanabilir.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —