Lazia Beyliği , 1204'te kurulduktan sonra 1519'da bölgenin Osmanlı Devletine geçmesi ile birlikte de , Batum ve Trabzon'un da dahil edilerek bir Sancak haline geldiği Evliya Çelebi Seyahatnamesinde belirtilmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde , 1640 yılında bu Sancağa , Canik, Trabzon, Gönye , Aşağı Batum ve Yukarı Batum'un bağlı olduğunu ve Lazistan Sancağı'nın merkezinin ise Gönye olduğundan bahsetmektedir. Bunun yanında Seyahatnamede , bu sancağa bağlı Kazaların ; Atina, Sumla, Viçe ve Arhavi olduğu , bunlarla birlikte de Atina (Pazar, iki), Bulep, Arteşin, Viçe, Kapiste, Arhavi, Kisse, Hopa, Makriali, Gonio, Batum, Maradit, Perlevan ve Çat gibi 15 Laz derebeyliklerin de bulunduğu anlatılmaktadır.
Daha sonra Acara bölgesi de Aşağı Guria ile birlikte 1851'de Lazistan sancağına bağlandı. Ancak 1877-1878 (93) Osmanlı-Rus Harbi sonucu, Batum'un Çarlık Rusya'nın eline geçmesiyle birlikte, Lazistan Sancağı'nın merkezi de Rize'ye taşınmak zorunda kalınmıştır.
1828- 1829 Osmanlı- Rus Savaşından başlamak üzere, 1877- 1878 Osmanlı- Rus Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında da Müslüman Lazların Osmanlı Devleti topraklarına kitlesel olarak göç etmek zorunda kalmışlardır.
Ülkemizde , Hopa’dan Sinop’a kadar herkes “Laz” olarak anılmaktadır. Aslında Lazlar, Artvin ve Rize’nin dışında yerleşik olmamalarına karşın genelde Karadeniz sahil kesiminde yaşayanlara genel olarak Laz denilmektedir.
Karadeniz şivesiyle konuşma biçiminde kullanılan “celdum, cittum” gibi konuşmalar ile birlikte Karadeniz insanının tamamı “Laz” olarak tanımlanmaktadır. Oysa ki Lazların Lazca olarak konuştukları bir Anadilleri vardır. Lazca da gelmek ve gitmek kelimeleri “celiyirum , cideyirum” olarak değil, “ mohti ” , “vidi ” kelimeleri şeklindedir. Genel olarak Lazca, Güney Batı Kafkasya Dil Ailesi içinde Megrelce, Gürcüce ve Svanca ile birlikte yer almaktadır.
Lazlar; Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Doğu Karadeniz ve Güney Batı Kafkasya coğrafyasının aslında en eski yerli halklarından olmaktadırlar. Aynı zamanda Lazlar; Megreller, Gürcüler ve Svanlar ile akraba olup bunlar içinde en yakın akrabaları olan Megreller (‘Hıristiyan Lazlar’) ise günümüzde Gürcüstan, Abhazya ve Rusya Federasyonu’nda yaşamaktadırlar.
Lazlarda genç Kızlar ve genç Erkeklerin Tanışmaları
Mısır ve fındık toplama ile mısır kozalakları ve fındıkların ayıklanması esnasında yapılan imecelerde genç kızlar ve genç erkekler burada tanışırlardı. Ayrıca kasabaya inme sırasında, dereye su almaya giderken, yada nişan ve düğün gibi eğlencelerde de tanışmaları sağlanırdı.Lazlarda sıra gözetme geleneği vardır. Evde büyük abi yada abla varken, küçük kardeşlerin evlenmesi ayıplanırdı ve evin büyükleri buna karşı çıkardı. Bunun yanında başlık parası vermek gibi bir gelenekleri de bulunmamaktadır.
Lazlarda Kız İsteme
Kız babasının sevdiği , saydığı birisi ile birlikte erkek tarafı kız istemeye , kız evine giderdi. Erkek tarafından biri , buraya gelme amacımız malum , gençler birbirlerini beğenmiş , sizlerinde onayı olursa ;Biz Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile kızınızı , oğlumuza istemeğe geldik” diyerek kız istemeyi yapar. Kız Babası da; “Allah yazdıysa olur , Ama bir düşünelim der. Bazen de biz bir defa istemeyle kız vermeyiz siz yine gelin diyerek , bir düşünme zamanı sağlarlar. Aslında bunlar kız evi naz evi gibi biraz da naz etmek gibi olan usüllerdendir.
Laz geleneğinde Söz ve Nişan
Kız istemede erkek tarafından hediye olarak getirilen “yöresel kutu şekeri” ertesi gün iade edilmez ve açılırsa, kızın erkeğe verildiği kabul edilir. Daha sonra taraflar tarafından söz kesiminden sonra; oğlan tarafından akrabaları, kızın evine yüzük, kutu şekeri ile elbiseler, çorap ve terlik alıp giderler ve nişanda yüzükler takılarak nişan bu şekilde yapılmış olur.
Laz genç Kızlarının Çeyizleri
Laz gelinler , sandık, yatak, yorgan, yelek, şalvar, bakırdan mutfak eşyası, elde dokunmuş yer hasırı, hasır seccade, ottan duvar yastığı, kanaviçe işler ve örtüleri çeyiz olarak evlendikleri eve götürürlerdi. Ayrıca Kızlar mirasta erkekler kadar hakka da sahiplerdir.
Lazların Düğünü
Lazlarda , düğün genellikle nişandan bir yıl sonra yapılır ve gelin beyaz renkli ve ipekli elbise damat ise pantolon üzerine beyaz gömlek ve işlemeli bir yelek giyerdi. Gelin evden çıkarken, kız kardeşlerden biri, yoksa akraba kızlardan biri çeyiz sandığı üzerine oturup sandık haracı , kapıdan çıkarken erkek kardeşlerden biri de kapıda dikilerek kapı haracı isterdi.
Düğün günü köy meydanında misafirlere ikramlar yapılır ve düğün sonunda gelen misafirler ise akrabalarının evlerinde ağırlanırdı. Hoca nikahı yapılırken gelinin yanında dadı yada bibi (teyze, hala) denilen kadınlar bulunarak şahitlik yaparlardı.
Geleneksel Laz Oyunları
Eskiden Akerdion (Mızıka) eşliğinde horonlar oynanırdı. Daha sonraları Kemence ve Tulum gibi çalgılar eşliğinde çeşitli horon tiplemeleri oynanmaya başlanmıştır.
Lazların Eğlenceleri
Lazlarda köydeki işler imece olarak yapılır ve işin bitmesi ile birlikte ortalık düğün yerine döner, oyunlar şarkılar, maniler söylenir, atmaca tabir edilen karşılıklı mani atmaları gibi eğlenceler yapılır ve çeşitli yöresel yemekler yenirdi. Aynı zamanda genç kızlar ve genç erkekler birbirlerini de bu şekilde burada seçerlerdi.
Lazlar için önemli olan yemek hızlı yenilmeli ve hemen işe ve çalışmaya gidilmelidir.
Lazlar öyle yavaş yavaş ve keyfini çıkararak yemek yiyecekleri bir kültüre sahip değillerdir. Lazlar için önemli olan yemeklerini hızlıca yeyip hemen işlerine ve çalışmaya başlamalarıdır. Bu sebeple Lazlarda bir masa kültürü yoktur. Burada bölgenin coğrafi şartları ve bol yağışlı olması Lazların kültürlerini önemli ölçüde etkilemiştir.
Karalahana ve Hamsi Laz mutfağının öne çıkan temel besinleridir.
Bölgenin coğrafi şartları gereği bir kaç büyükbaş hayvan dışında genelde sürüler şeklinde büyük baş hayvancılık ve koyunculuk yapılmamaktadır. Çünkü bölge bol yağışlı olduğundan buğday ve arpa ekilmez onun yerine mısır ekilmektedir. Bundan dolayı da Lazlarda sağlıksız beslenmeden kaynaklanan guatr hastalığı dışında başka hastalıklar çok görülmemektedir. Aslında Lazlar sağlıklı beslenen bir millettir.
Laz mutfağında tuz dışında bir baharat yoktur. Karabiber de nadiren , acı biber ise neredeyse hiç kullanılmamaktadır.
Lazların yemeklerindeki sadelik ve basitlik ile birlikte besinlerin kendi tatları dışında bir baharat kullanılmamaktadır. Çünkü Lahana kendi aroması oldukça lezzetli olan bir bir yemektir. Hamsi ise hemen hemen her mutfakta baharatsız pişirilmektedir.
Peynir Lazların mutfağında süt ürünleri olarak en belirgin bir şekilde bulunmaktadır. Taze Peynirle ve Tereyağıyla yapılan Peynir Tavalama sadece kahvaltıda değil bunun yanında her öğünde de yenilmektedir.
Laz mutfağında , yoğurt ve ayran içerisine mısır ekmeği doğranarak yenilmektedir. Sütten yapılan bir diğer yemek ise Kaymaklı dır. Özellikle özel günlerde ve Damatlar gibi özel misafirler için yapılmaktadır.
Et yemekleri Laz Mutfağında çok önemli bir yere sahip değildir.
Bölgenin coğrafi şartları gereği bir kaç hayvan dışında büyük çaplı hayvancılık yapılmadığından Lazlarda et kültürü fazla gelişmemiştir. Genellikle Haşlama yada Kavurma şeklinde et yenilmektedir. Tavuk ise hem et hemde yumurta için hemen hemen her evde beslenmektedir. Ayrıca ana yemek yanında Kaldırık Kavurması ve Turşu Kavurması da sunulmaktadır.
Laz mutfağında tatlı olarak en başta Laz Böreği yer almaktadır.
Elle açma yufka içerisine muhallebi koyularak yapılır ayrıca tatlı olmasına rağmen içerisine bir miktar da karabiber ilave edilmektedir. Bunun yanında Tuzlu Sütlaç vardır. Bu da pilavın üzerine koyularak yenilmektedir.
Lazlarda yer sofrası kültürü bulunmamaktadır.
Lazlar yere oturup yemek yemezler. Bunun yerine ağaçtan yapılmış 4 ayaklı sehpa üzerine konulan bakır tepsi ve etrafındaki kurumuş mısır koçanlarından yada karayemiş köklerinden yaptıkları taburelere oturarak yemek yemektedirler.
Lazların en sevdiği meyve Armuttur. Ayrıca Karayemiş ve Kokulu Siyah Üzüm de sevdikleri meyvelerdendir.
Lazların yaşadığı bölge coğrafi konumu sebebiyle bir Armut cenneti gibidir. Yaz ve kış olarak bir çok armut çeşitleri bulunmaktadır. Bunlar ; Sarı Armut, Gümüşhane Armudu, Batum Armudu, Bal Armudu, Şeker Armudu gibi armutlar yaz armutlarından , Dalkıran Armudu, Sepet Armudu, Bağ Armudu ve Yaban Armudu gibi armutlar da kış armutları çeşitlerindendir.
Lazların yaptığı pekmezlerin başında Armut pekmezi gelir , ayrıca Kokulu Siyah Üzüm Pekmezi de yapılmaktadır.
Özellikle pekmezden yapılan bir tatlı olan Termon Lazların aynı zamanda bir Aşuresi gibidir. Pirinç , Fasulye , bir miktar Un , bir miktar Nişasta ve Pekmez ile birlikte pişirilerek yapılmaktadır. Bunun yanında meyve şıralarından , pestil ve sucuk da kışın çerez yada atıştırmalık olarak yenmek için de yapılmaktadır.
Laz Kültürü ve Laz Yemekleri ile ilgili programımı , 3 Ekim 2021 tarihli Facebook Hendek Vizyon Tv , Kayhan Şafak'la Şehir Vizyonları programımda izleyebilirsiniz. Ayrıca bu programın hazırlanmasındaki katkılarından dolayı ,Turgut Yılmaz, Doğan Yılmaz ,Hediye Yılmaz , Sedat Yemenici ve Münevver Kahvecioğlu' na teşekkürlerimizi sunuyoruz.