Sizler anne ve babalar olarak; çocuklarınızın zararlı alışkanlıkları olmasını, boş boş sokaklarda dolaşmasını yada boş boş şehir meydanında dikilmesini mi istersiniz? Yada eğitimlerini tamamlamış, iyi birer meslekleri olan, sanatsal bir uğraşıları yada hobileri olan, insana, çevreye ve şehrine saygılı birer beyefendi yada hanımefendi insanlar mı olmalarını istersiniz?
Kültür sanat olsa ne yazar olmasa ne yazar?
İnsanların 4 temel bilinçleri bulunmaktadır. Bunlar; ekonomikliği sağlama, öğrenme, maneviyat ve sosyalleşme olduğu bilinmektedir. Bu 4 temel bilinçten biri olan Sosyalleşme Bilinci gereği; insanların ilgi alanlarına ve yeteneklerine bağlı olarak bir şeyler ile uğraşması, hobiler veya sanatsal faaliyetler ile yada spor gibi alanlarla ilgilenmesi yada yapmasının aslında bir gereklilik olduğu ise bilinmekte değil midir?
Bir insanın bu 4 temel bilinçten herhangi birinden yoksun kalması durumunda; 4' lü masa ayağından biri olmaz ve bu şekilde bir insanın ayakta durması yada ileriye yönelik adımlar atması zorlaşır. Bazen de imkansız bir hal alabilir.
Çünkü insanlar hayatta bu eksikliği sahte mutluklar dediğimiz; alkol, kumar, uyuşturucu, şiddet, fuhuş yada daha başka zararlı alışkanlıklarla gidermeye çalışırlar. Ama bu eksiklik bu şekilde hiç bir zaman doğru olarak karşılanmaz. Bunun sonucunda hem aileler hemde toplumlar için dahada kötü sonuçlar meydana gelmektedir.
Bu sebeple çocuklarımızı sahte mutluluklardan korumanın en önemli yollarından biri ise, onların 4 temel bilinçlerinden biri olan Sosyalleşme Bilinçlerini karşılayacak faaliyetlerle ilgilenmesine bağlı olduğu da görülmektedir. Bu faaliyetler çocuklarımızın ilgi alanlarına bağlı olarak Resim, Müzik, Tiyatro, Fotoğraf, Şiir ve Sinema gibi Sanatsal Faaliyetlerle ilgili bir uğraşıları veya birer hobileri olabilmesiyle olmaktadır.
İnsanların 3 yaşamı nedir?
Bunun yanında insanın üç yaşamı vardır. Bu aslında üçlü bir sac ayağı gibidir. Bunlardan birincisi Öz Yaşam; Bir insanın kendi benliği ve sahip olduğu duygularıdır. İkincisi Sosyal Yaşam; Aile, eş ve çocuklar, akrabalar, komşular ve arkadaşlardır. Üçüncüsü ise İş Yaşamı; İş ortamı ve iş arkadaşlarıdır. Bir insanın bu üçlü sac ayağından en önemlisi ise onun Öz Yaşamıdır.
Bir insan bu öz yaşamında huzurlu ve mutlu olamazsa üçlü sac ayağından biri yok demektir. Bu şekilde bir insanın ayakta durması hem iş hayatında hemde sosyal yaşamında bir denge içinde ve mutlu olabilmesi de olanaksız hale gelmektedir. İşte bu sebeple bir insanın bu Öz Yaşamında Mutlu ve Huzurlu Olması da; bir uğraşılar, hobiler ve sanatsal faaliyetler ile uğraşması yada ilgilenmesiyle bu şekilde sağlanmış olacağı yine görülmekte değilmidir?
Neden her insan zekidir ama her insan akıllı değildir?
Ülkemizde kitap okuma alışkanlığının yeterince gelişmediği bilinmekte değil midir? Ülkemizde evlerinde 25 yada daha az kitap olanların oranı ise yüzde 54 olup bu kitapların çoğunun da ders kitapları olduğu ise bilinmektedir. Bunun yanında evlerinde çocuklarına kitap okuyan ebeveynlerin oranı yüzde 20 'leri geçmiyor. Yani her 5 anne -babadan 1'i çocuklarına kitap okuyor.
Ayrıca üniversite sınavlarında kız çocuklarının daha başarılı olduğu görülmektedir. Ancak OECD raporuna göre de Ülkemizde fırsat verilirse okuyacak olan kız çocuklarının yüzde 60 'ı okula gidemiyor. Bu çocuklar daha orta okula ve liseye gidemeden okuldan ayrılıyor. Ülkelerin kalkınmalarındaki en önemli etkenlerden birinin özellikle kadınların eğitim ve istihdamının önünü açmak olduğu bilim insanları tarafından belirtilmektedir. Buna bağlı olarak da daha sağlıklı ve başarılı çocuklar yetiştirmenin yolunun da kız çocuklarına daha iyi bir eğitim vermekten geçmekte olduğu görülmekte değilmidir?
Anneler neler yapmalıdır?
Buradan annelerimizden bir kez daha rica ediyorum. Lütfen çocuklarınıza kundaktan itibaren ninnilerle birlikte kitaplar okuyunuz. Bunun faydasını şöyle açıklamak istiyoruz. İnsan beyninde ağaçlar gibi milyarlarca sensörler yani alıcılar vardır. Eğer kitaplar okumazsak bunlar kısa boylu telefon direkleri gibi kalırlar. Kitaplar okursak dallı budaklı, yapraklı çiçekli yani tabir yerindeyse balta girmemiş koca birer ormanlar gibi olurlar.
İşte böyle yetişen çocuklar hem eğitim hemde sosyal alanda başarılı olurlar. Sağa sola gitmezler, madde bağımlılığı gibi yada daha başka kötü alışkanlıklara bulaşmazlar. Meslek sahibi ve hobi olarak sanatsal yada sportif uğraşları olan birer beyefendiler ve hanımefendiler olurlar. Ve bu şekilde hiç kimseye muhtaç olmadan koca bir çınar gibi kendi ayakları üzerinde dururlar.
Bizlerde Çiftlik mahallesindeki Gülhanem Kitap Kafe ve Sanat Evi'ne çocuk kitapları bağışımızı yaptık. Burada çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırılmaya çalışılacak faaliyetler ve çeşitli oyunlarla birlikte kültür ve sanat etkinlikleri yapılmaktadır. Ayrıca çocuklara ücretsiz ikramlarda verilmektedir. Bizlerde işletme sahibi Şükran hanıma ilçemiz ve annelerimiz adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Aileleri ve gençleride buraya gelerek desteklemeye davet ediyoruz.
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak