Değerli okurlarımız,
İlçemizdeki ruhani değerlerimizle ilgili birçok programlar ve haberler yapmıştık. Bu yıl ramazan ayı süresince onları tekrar yayınlayarak sizlerin görüşlerinize sunmaya çalıştık. Bir takipçimiz Kırk Kızlar Türbesi harabe halinde onu da yayınlarmısınız diye bir mesaj iletmişlerdi. Bizlerde bu konuda araştırmalar yaptık ve daha sonrada yerine gidip bir canlı yayın yaparak sizlerin görüşlerinize sunmuş olduk.
Ancak çok üzülmüştük ve yayın esnasında halk tabiriyle gözlerimizden yaşlar damlayabilir ve boğazımız düğümlenebilir diye sizlere detaylı bir şekilde açıklamalarda da bulunamamıştık. Çünkü Kırk Kızlar Türbesinin hikayesi aslında bir trajediyi barındırıyordu. İlçemizin kurulurken nasıl fedakarlıklar yapıldığını gösteren çok acı bir hikayeydi.
İlçemizin kuruluş yıllarında Türkistan’dan gelen Türk akınlarıyla birlikte oluşturulmuş olan küçük bir köye gayri müslimlerin saldırısı esnasında köyün genç kızları iffetlerini korumak için Türbenin olduğu bu alanda saklanmışlar. Aslında bu yiğit 40 genç kızlar burada ölüme yatmışlardır. Bu efsane ilçemizde soyumuzun ve neslimizin kirlenmemesi için bu yiğit 40 genç kızın ölümü seçerek yaptıkları fedakarlığı anlatmaktadır.
Bu konuda yayınlanmış efsaneyi de görüşlerinize sunuyoruz;
Efsaneye Göre:
Vaktiyle, bu bölgede yaşayan bir topluluk düşman saldırısına uğrar. Kasabanın genç kızları, düşmanın eline geçmemek ve namuslarını korumak için Allah’a yalvararak kendilerini kurtarmasını dilerler. Duaları kabul olur ve bir mucize gerçekleşir. Düşman tam onlara yaklaşırken, kırk genç kız bir anda taş kesilir. Bu olayın gerçekleştiği yerde bir türbe yapılır ve buraya "Kırk Kızlar Türbesi" denir. Yöre halkı, bu türbenin kutsal olduğuna inanır ve burayı ziyaret ederek dualar eder.
Efsane, fedakârlık, iffet ve inanç temaları üzerine kuruludur ve bölgedeki birçok kişi tarafından halen anlatılmaktadır. Ancak türbenin gerçek tarihi hakkında kesin bilgiler sınırlıdır; daha çok halk arasında yayılan rivayetlerle günümüze ulaşmıştır.
Sözün özü; Bizlere tarihi, vicdani ve ruhani bir sorumluluk olarak yakışan da onların ruhlarına ve şanlarına yakışan bir türbe yapılması olmalıdır diyoruz. Bu şekilde yerlerde göklerde ancak bizlerden razı olabilir diyoruz.
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak