Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler"

Kaybedenler masalı.

ŞEHİR VE İNSAN 5.06.2025 19:01:00
Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok uzak diyarlarda bir yer varmış. O yerde yaşayanlardan kendini en akıllı sananlar çok mutsuzlarmış. Ne yaparlarsa yapsınlar hep kaybediyorlarmış. Düşünüyorlar taşınıyorlar ama yapacak bir şeylerde bulamıyorlarmış. Bir araya geldiklerindeyse “Bu böyle olmaz. Hem mutsusuz hemde hep kaybediyoruz. Bu böyle devam etmez. Bir şeyler yapmamız lazım” diye aralarında hep böyle konuşuyorlarmış. 

Günlerden bir gün yine bir araya geldiklerinde içlerinden kendini en akıllı sanan birisi “Ben düşündüm, taşındım sonunda bir çözüm buldum” demiş. Hepsi bir ağızdan ne buldun? Hadi çabuk söyle demişler. O da bir birlik kuralım demiş. Çünkü birlikten her zaman güç doğar demiş. Onlarda ne birliği demişler? O da “Kaybedenler Birliği” demiş. Madem ki hep kaybediyoruz. O zaman bir araya gelirsek belki bizde kaybetmeyiz. Böylece belki bizde kazanırız demiş. Herkes hımm güzel bir fikir olabilir demiş. Sonra hepsi bir ağızdan hadi hemen başlayalım demişler. 

Başlangıçta işler iyi gidiyormuş. Biraz yüzleri güler gibi olmuş. Ama belli bir zaman sonra bakmışlar ki işler daha da kötüye gitmeye başlamış. Orası boşalmaya başlamış. Eğitimli varlıklı insanlar orasını bir bir terk etmeye başlamışlar. Ticaret durma noktasına gelmiş. Kara kara düşünmeye başlamışlar yine. O aklı veren de ortalıklarda görünmüyormuş artık. Birbirleriyle kavga bile etmeye başlamışlar. 

Derken oraya bir Bilgin gelmiş. Bilginin geldiği onlarında kulaklarına kadar gelmiş. Önce umursamamışlar ”Ne Bilgini ya? Bilgin olsa burda ne işi var? Hem ne biliyormuş da Bilgin olmuş?" diyerek küçümsemişler. Ama bir yandan da merak etmişler. Başkada çareleri de yokmuş. İşler her geçen gün daha da kötüye gidiyormuş. Sonra düşünüp taşınmışlar. En sonunda da Bilgini ziyarete gitmişler. 

Hoş geldin hoş bulduk faslından sonra. Kaybedenlerin en kıdemlisi başlamış konuşmaya ”Bilgin efendi bizim çok büyük bir derdimiz var" demiş. Bilgin “ Hımm neymiş acaba? Bir anlatında bilelim bakalım” demiş. Kaybedenlerin en kıdemlisi başlamış anlatmaya her şeyi bir bir. Bilgin hiçbir şey demeden dinlemiş. Kaybedenlerin en kıdemlisi anlatacaklarım bu kadar demiş ve sonrada susmuş. 

Bilgin “ Siz yanlış yaptınız” demiş. Hepsi bir ağızdan “Ne yanlışı yaptık?” demişler. “Durun sabredin. Bir bir anlatacağım herşeyi” demiş ve başlamış her şeyi bir bir anlatmaya “Öncelikle sizin kendinize bile bir hayrınız yok ki birbirinize yada başkalarına bir hayrınız olsun” demiş. “Onlarda bu ne demek şimdi?” demişler biraz sertçe. 

Bilgin "Sabredin anlatacağım her şeyi bir bir” demiş. “Bilgi sahibi olmak için okumak gerekir, kültür sahibi olmak için gezip görmek gerekir. Vizyon sahibi olmak içinde her ikisini de yapmak gerekir. Vizyon sahibi olmak demek. Önünü görebilmek demektir. Vizyon sahibi olmak demek bir dağın arkasını görebilmek demektir” şeklindeki önermemde anlatmış oluyorum aslında her şeyi” demiş. 

“Onlarda hep bir ağızdan bir dağın arkası görülürmü hiç?” Bilgin efendi demişler. “Hemde çok güzel görülür” demiş Bilgin. “Çünkü gözle değil akılla bakarsanız ancak görürsünüz” demiş. “Bunun için de okumanız hemde çok okumanız gerekir. Kur’an da ki ilk emir “oku” değilmi? Bir şeyleri değerlendirmek için gezip görmeniz gerekir. Kur’an da Allah görmeniz için her şeyi yarattım demiştir. 

Bakın ben çok okuyorum. Buraya da gelip görmek için geldim. Sizi dinledim. Şimdi de sizlere  ne yapacağınızı söyleyeceğim” demiş. “Yani benim görüp de sizin göremediğiniz nedir? Onu anlatacağım sizlere” demiş. Onlarda hep bir ağızdan "buyrun Bilgin efendi merakla dinleyeceğiz sizi” demişler.

“Siz aslında hep kaybetmişsiniz. Belki kendiniz için aileniz için bir şeyler yapmış olabilirsiniz. Bir çok şeyiniz olabilir. Ama huzurlu ve mutlu olamamışsınız. Çünkü Socrates “Allah insanı, iyilik yapmak için yaratmıştır. Mutluluğun yolu da budur” demiştir. Kur’an da “Allah inananların ve iyilik yapanların daima yanındadır “ diye ne güzel anlatılmaktadır. Ama siz hiç iyilik yapmamışsınız. Burada bir tane dikili ağacınız varmı? Geçtim ağacı bir meyve fidesi bile diktinizmi? demiş. 

Onlarda şaşkınlıkla birbirlerine bakmışlar. “Yok” demişler. Bak gördünüzmü? demiş Bilgin. “O dikili ağaçlar önce sizin huzurunuz ve mutluluğunuz içindir. Sonra başkalarının huzuru ve mutluluğu olabilir. İşte siz bunu bilememişsiniz. Bir keser gibi hep bana hep bana demişsiniz. Oysa bir testere gibi olmanız gerekirdi. Bir size bir başkalarına olmalıydı. Bu şekilde hem sevilir hemde sayılırdınız. Bu şekilde de kaybedenler birliğini kurmak zorunda kalmazdınız. Hoş oda bir işe yaramazdı ki zaten. En azından bunu yaşayarak görmüş oldunuz" demiş.  

Bilgin bir ara susup beni dinliyorlarmı? Söylediklerimi anlıyorlarmı diye bakmış onlara. Onlarında sessizce ve meraklı gözlerle kendisine baktığını görünce devam etmiş konuşmasına "merak etmeyin ne yapmanız gerektiğini bir bir anlatacağım” demiş. Önce kitap okuyacaksınız hemde çok okuyacaksınız. Yetmez herkesin okuması içinde bir şehir kütüphanesi kuracaksınızAyrıca başkalarının çocukları da eğitim alsın diye başka başka okullar kuracaksınız. Tamammı bunu anladınızmı? demiş. Onlarda hep bir ağızdan “Tamam anladık” demişler. Bilgin “Sonra buranın her tarafında dikili ağaçlarınız olacak” demiş. 

Onlarda “Ne ağacı olacak? Meyve ağacımı yoksa çam gibi şeylermi?” diye sormuşlar. Yok öyle değil demiş Bilgin “Dikili ağaçtan kastım o değil. Ama onlardan da dikebilirsiniz. Allah katında sevabı da çoktur. Dikili ağaç derken; insanlar için bir şeyler yapmak demek istedim. Mesela; buranın dört bir tarafında yoksul çocuklar için kültür sanat evleri ve ücretsiz spor okulları yapın. Yoksul insanlar için cüzi ücretli çay bahçeleri veya kafeteryalar yapın. Ucuzluk marketleri gibi şeyler yapın demek istedim. 

Bu şekilde yoksul çocuklar sağa sola savrulmazlar. Yoksul insanlarında bir araya gelip ucuza bir bardak çay yada bir fincan kahve içebileceği veya bir şeyler yiyebileceği bir yerleri de böylece olmuş olur. Gezip görebilecekleri, sergi salonları, tiyatrolar ve sinema salonları yapın. O insanlarda hayatı boyunca gidip göremeyeceği şeyleri yapmış olurlar bu şekilde. Böyle daha hayırlı olmazmı? demiş Bilgin. Onlarda “Çok hayırlı olur” demişler şaşkınca.

“Böylece o insanlarda gelişir, burasıda gelişir ve başka yerlerden de eğitimli ve varlıklı insanlar buraya gelir. Burasıda gelişir ve zenginleşir. Böylede hayırlı olmazmı?” demiş tekrar Bilgin. Onlarda “Evet çok hayırlı olur” demişler hep bir ağızdan yine. Bilgin “Daha durun bitmedi bir şeyler daha söyleyeceğim. Mesela burasının doğal güzellikleri, tarihi, kültürleriyle ilgili de bir şeyler yapın” demiş. Onlarda hep bir ağızdan “İyi ama bunlarla ilgili neler yapabiliriz ki?” demişler. 

Bilgin, “İnsanların gezip görebileceği, öğrenebileceği yada yapabileceği öyle çok şeyler var ki. Mesela tarih, inanç, dağ ve doğa turizmi, spor turizmi, kültürel faaliyetler gibi bir çok şeyler yapabilirsiniz” demiş. Tamammı anladınızmı beni? demiş. Onlarda yine hep bir ağızdan “Şimdi daha iyi anladık Bilgin efendi” demişler. 

Sonra en kıdemlisi “Bugüne kadar hiç bunları düşünemedik. Çünkü okumadık. Yaşadığımız burayı bile doğru dürüst gezmedik. Hep başka yerlere gezmeye gittik. Burasının ihtiyaçları nelerdir? İnsanlarımızın ihtiyaçları nelerdir? diye hiç düşünmedik. Arada sırada gıda yardımı yapıyorduk. Başka da hiçbir şey yapmıyorduk. Çünkü bilmiyorduk. Ama artık ne yapacağımızı biliyoruz. Gıda yardımı poşetlerinin içerisine artık kitaplarda koyacağız. Kütüphaneler, okullar, kültür sanat evleri, spor okulları kuracağız. 

Ticaretin gelişmesi için hem iş hemde turizm alanında birçok şeyler yapacağız. Burayı eğitim, tarih, kültür, ticaret, turizm ve spor alanında en önemli yerlerden biri yapacağız” demiş. Bilgin de “Hah şimdi oldu işte demiş. Bu şekilde huzurda bulursunuz mutlu da olursunuz. Kaybeden değil hep kazanan olursunuz. Çünkü bu işler hayırlı işlerdir. Sizler hayırlı işler yaparsanız hem Allah katında hemde kul katında sevilirsiniz. Bu şekilde de ileride başka şeylerde yapabilirsiniz”demiş.

Onlarda sağolasın Bilgin efendi “Senden Allah razı olsun. Ne yapacağımızı bilemiyorduk? Çare olsun diye kaybedenler birliğini kurmuştuk. Ama oda bir işe yaramadı. Çünkü bir dağın arkası nasıl görülür bilemiyorduk? Sen öğrettin bizlere. Gözle değil akıl gözüyle bakmamız gerektiğini öğrettin bizlere. Bunlar için nasıl vizyon sahibi olacağımızı öğrettin bizlere. 

Çünkü bilgi sahibi olmak için okumak, kültür sahibi olmak için gezip görmek ve vizyon sahibi olmak içinde her ikisini de yapmamız gerektiğini sen öğrettin bizlere. Artık ne yapacağımızı biliyoruz” demişler. Bilgin de “Madem beni anladınız. O zaman haydi bakalım sizlere kolay gelsin diyelim” demiş. 

Sonrası mı ne olmuş? İlk iş olarak “Kaybedenler Birliğini” kapatmışlar. Yerine “Kazananlar Birliğini” kurmuşlar. İçerisine herkesi almışlar.  Daha sonrası nemi olmuş? masalımızda burada sona ermiş. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine diyoruz.

Saygılarımızla

Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak

 

Kayhan Şafak’tan masallar “Kendini beğenenler ile sağ kulağının üstüne yatanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler"

Kayhan Şafak'tan masallar; “Bilgin dağın arkasını nasıl görmüş”

Kayhan Şafak’tan masallar “Bir dikili ağacı olmayanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar; "Kendini en akıllı sananlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar"

Sn.Turgut Babaoğlu aktif siyasete dönse nasıl olur?

Sn.Turgut Babaoğlu'nun farkı neydi?

Gençler köprü altlarında olmamalı?

Boşuna Yaparsa İrfan Başkan yapar işte böyle yapar demiyoruz diyoruz...

Halk neden Turgut Babaoğlu'nu mumla arayacaksınız diyor?

Sadece kendi mahallenizin kadınları için mi mücadele edeceksiniz?

Yenimahalle pazarı kapanıyor. Muhalefet kukuma kuşu gibi oturuyor demekmi lazım? Yada ne demek lazım?

'Yenimahalle Pazarı Kapanmasın Anneler Ağlamasın' Sanatçı ve Gazeteci Sevgi Işıklar

Belediye kanunda hepsi var. Peki bütçede de varmı?

Neden hep Reşit sen söyle sen işit gibi oluyoruz?

"Gençlerimiz elimizden bir yıldız gibi kayıp gidiyor." Yaşar Gevher

Belediye kanununda var. Peki neden hiç gündem olmuyor?

Halktan aldık haberi

“O zamanlarda yeterince sözümüzü geçiremedik” Hüdaverdi Bahadır

"Kadınların ekonomik güçlerinin arttırılmasına yönelik işler yapacağım" Setenay Halis

"Kadınlar inandıkları yolda iradeyle ve sabırla gitmelidir" Emine Kavakçı Tosun

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun" Sevgi Işıklar

Kırk Kızlar Türbesi neden kaderine terk ediliyor?

Hepsi söz vermişlerdi. Peki neden yapılmıyor?

"Gördüğüm Zatımızın Sarı Dede Hazretlerimiz olduğuna kanaat getirdim" Salih Kondi

Çok pişmanım. Başka canlar yitip gitmeden bir şeyler yapın. Zekai Işıklar

Akyazılı çocuklar kızak yapıyor Hendekli çocuklar neden sosyal medyadan bakıyor?

Neden Akyazı Belediye Bütçesi 980 milyon da Hendek 300 milyon?

Bir vefat ve bir haber. Mehmet Civelek

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2