Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar"

Dolap yapan marangozlar masalı.

ŞEHİR VE İNSAN 4.06.2025 11:13:00
Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar

Annemin babası iyi bir marangozdu. Ama sadece bol bol dolap yapardı. Fakat sonuçta yaptığı dolaplarda hiçbir işe de yaramamıştı. Çoğu da çöpe gitmişti. Ne onun, ne çocuklarının nede torunlarının da hiçbir işine yaramamıştı. Bense onu hiç göremedim. Çünkü o ben doğmadan önce vefat etmişti. Ama onu görebilseydim. Neden sadece dolap yaptın, masalar, sandalyeler, sehpalar yada açık kapaksız dolaplar yapmadın diye ona sormak isterdim? Küçükken annem bizi dedemin evine götürdüğünde her yerde irili ufaklı dolaplar görürdüm. Onlarla oynardık bilmeden. Bu yüzden çok kötü anılarım olmuştu. Ellerimi kıstırırdım hep, çok canım yanardı, çok da ağlardım. 

Bir günde içine girdiğimde kardeşim kapağını kapatıp kilitlerken anahtarı kırılmıştı. İçeride kalmıştım. Beni epey uğraşarak çıkarmışlardı. Hiç unutmuyorum çok korkmuştum o gün. O yüzden hiç sevmedim dolapları, bir daha da hiç girmedim içine, hiç de oynamadım onlarla. Bu yüzden de evime, mutfak dolabı gibi zorunlu bir dolap dışında başka hiçbir dolap da koymadım. 

O yüzden dolaplara karşı olumlu bir tavrım olmadı hiç. Ama genlerden geçmiş olabilir, belki ileride bende marangozluk yapabilirim. Ama hiç dolap yapmayacağım. Eğer yaparsam da herkesin içini gördüğü açık raflar şeklinde yapardım onları. Yada herkesin oturabileceği masalar ve sandalyeler yapmak isterim. Veya herkesin birlikte bir fincan kahve yada bir bardak çay içerken onları koyabilecekleri bol bol sehpalar yapmak isterim. Bilmem belki ileride yapabilirim. Ama asla dolap yapmak istemem. Dedim ya kötü anılarım var, dolapları da hiç sevemedim bu yüzden.

O yüzden bir marangozluk masalı yazmak istedim. Masalıma da alışılagelmiş sözlerle başladım. Yani evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak bir yerlerde marangozlar yaşarmış. Mutlu bir şekilde yaşayıp gidiyorlarmış. Dolap yapmayı da çok seviyorlarmış. Sonraları oraya dışarıdan çok gelenler olmuş ve nüfusu da artmaya başlamış. Bu arada başka marangozlarda gelmeye başlamış. Ve bu şekilde işleri azalmaya başlamış. Düşünüp, taşınmışlar ve sonra bir gün bir araya gelip toplanmışlar. Birbirlerine bu şekilde olmuyor demişler. Hep kendi çevremize mi dolap yapacağız? Başkalarına da dolap yapmamız lazım demişler. O zaman ne yapalım diye birbirlerine sormuşlar?

İçlerinden kendini en akıllı sanan biri, benim bir fikrim var demiş? Hepsi bir ağızdan ne diye sormuşlar? Oda biraya gelip bir dolap yapan marangozlar birliği kuralım demiş. Çünkü birlikten her zaman güç doğar demiş. Oradakiler ne işe yarayacak ki diye sormuşlar? O da, Biz sadece dolap yapmayı seviyoruz ama başkalarına da bu şekilde hiç dolap yapamıyoruz. Sadece kendi çevremize dolap yapmakla nereye kadar gideceğiz böyle” demiş? Oradakiler eeeeh, bunu biliyoruz zaten , başka ne söylemek istiyorsan onu söyle demişler. O da devam etmiş. “Bizde başkalarına da ancak bu şekilde dolap yapabiliriz” demiş. Onlarda iyi ama bu nasıl olacak demişler? O da “Burası büyüyor ama biz aynı yerde duruyoruz. İçimizden seçtiklerimize farklı yerlerde dükkanlar açarsak bu şekilde olur demiş. Ayrıca dışarıdan gelen marangozlara da boş dükkan kalmaz bu şekilde. Gelen marangozlarda geldikleri yere geri dönerler. Bu şekilde başkada marangozlar bir daha gelmez buraya ” demiş. Oradakiler hımm, evet bu olabilir. Güzel bir fikir gibi görülüyor demişler. 

Sonra da başlamışlar oranın değişik yerlerinde yeni dükkanlar açmaya. Başlangıçta çok memnun olmuşlar. İşleri eskisi gibi artmaya başlamış. Her yerde yine onların dolapları olmaya başlamış. Ve belli bir zaman bu şekilde devam etmiş. Fakat zamanla bir bakmışlar ki bir şeyler ters gitmeye başlamış. Orası boşalmaya başlamış. Gelenler bir bir gitmeye başlamış. Bir anlam verememişler. O aklı verende ortalıklarda gözükmüyormuş artık. Böyle kara kara düşünüp bir çözüm yolu bulmaya çalışıyorlarmış ama işin içinden de bir türlü çıkamıyorlarmış. 

Sonra günlerden bir gün oraya bir bilgin çıka gelmiş. Orada olanlar onunda kulağına kadar gelmiş. O da etrafındakilerle görüşerek ne olduğunu anlamaya çalışmış. Sonra bir gün dolap yapan marangozlar birliğine bir haber göndererek ziyaret etmek istediğini iletmiş. Çaresizlik içinde birbirleriyle görüşmek bile istemeyen marangozlar olur, buyursunlar gelsinler demişler. Bilgin de ziyarete gitmiş. Ve hoş geldin hoş bulduktan sonrada” Ben bir şeyler duydum. Bir derdiniz varmış.  Önce siz bir anlatın sonra ben ne diyeceğimi söylerim size” diye ziyaret sebebini bu şekilde açıklamış. İçlerindeki yine kendini en akıllı sananlardan başka birisi ” Sen marangoz bile değilsin ki derdimize nasıl bir çare bulacaksın bilmem. Ama yine de anlatayım” diye söze başlamış ve her şeyi anlatmaya başlamış. Bilgin hiçbir şey söylemeden dikkatlice dinlemiş. Kendini en akıllı sanan “Anlatacaklarım bu kadardı. Şimdi buyrun sizi dinleyelim. Bakalım ne diyeceksiniz?” demiş.

Bunun üzerine Bilgin başlamış konuşmaya. “Önce siz yanlış yaptınız” demiş. Hepsi bir ağızdan neyi yanlış yaptık diye sormuşlar? “Durun anlatacağım demiş bilgin. Siz hep aynı şeyleri yapmışsınız. Yani birbirinin benzeri dolaplar yapmışsınız. Ama herkesin farklı ihtiyaçları var. Masalar, sandalyeler yada sehpalardan ise hiç yapmamışsınız. Ayrıca herkesin ayrı ayrı zevkleri var, farklı renklerde eşyaları var. Bunun yanında herkesin farklı yapıda olan evleri var. Siz bunlara hiç dikkat etmemişsiniz. Ayrıca boş dükkanlar bırakmayarak da başka marangozlarında burada iş yapmalarını engellemişsiniz. Bu şekilde aslında kendinizin de gelişmesini önlemişsiniz. Çünkü çeşitlilik çok güzel bir şeydir. Öyle değilmi? diye onlara sormuş.

Sonrada "Öyle olmasaydı Allah herkesi aynı yaratırdı. Parmak izinden göz rengine saç rengine, boyundan posuna, sesinden konuşmasına kadar herkesi ayrı ayrı yaratmazdı. Çeşitlilik aslında hem sizler için hemde burası için büyük bir zenginlikti. Fakat siz her şeyi kendiniz yapmak istemişsiniz. Bu şekilde hem başkalarını dinlememiş hemde başkalarının buraya gelmesini de önlemişsiniz. Bu şekilde de yanlış yapmış oldunuz” diye devam etmiş.  

Bilgin bir ara acaba beni dinliyorlarmı, söylediklerimi anlıyorlarmı diye susmuş ve onlara bakmış? Bakmış ki marangozların hepsi sessiz, sedasız ve meraklı gözlerle kendisine bakıyor, oda devam etmiş anlatmaya “ Bu yüzden hiç kimse artık bu durumdan memnun değil. İmkanı olanlar burayı terk ediyor. Dışarıdan gelmek isteyenlerde gelmek istemiyor. Ve burası da bu şekilde boşalıyor ve gittikçede yoksullaşıyor. Sizinde işleriniz bozuluyor ve giderek azalıyor” diye söyledikten sonrada “Benim diyeceklerim şimdilik bu kadar” diyerek konuşmasını bitirmiş.

Bilgini pür dikkatle dinleyen marangozlar birbirlerine şaşkınlıkla bakmaya başlamışlar. Sonrada evet söyledikleri doğru, biz bunu hiç düşünmemiştik. Başlangıçta güzel bir fikir gibiydi. Ama sonuçta bize de zararı dokunacağını hiç hesap etmemiştik diye kendi aralarında konuştuktan sonra Bilgine dönerek “Peki şimdi ne yapacağız? Eski güzel günlerimize nasıl döneceğiz? Ne yapmamız lazım bize anlatırmısın” diye sormuşlar. 

Bilgin de hay hay dedikten sonra “İlk önce dolap yapan marangozlar birliğini bırakın yada hiç bir ayırım yapmadan birliğinize herkesi alın demiş. Bu şekilde çeşitlilik artsın demiş. Sonrada sadece dolap yapmayın. Masalar, sandalyeler, açık raflar, sehpalar yada başka şeylerde yapın demiş. Ayrıca bunu yaparken de sadece birliğinize değil, herkese de sorun demiş. Rengi nasıl olacak, boyu, genişliği ne olacak gibi şeyleri herkese sorun. Hatta yanlarına, evlerine kadar gidip koyulacağı yerleri de birbir yerinde görün” demiş. 

Oradaki herkes doğru demiş. ”Bunları hiç düşünmemiştik. Hiç kimsenin aklı bizden üstün olamaz diye düşünmüştük. Bu yüzden de hiç kimseye bir şey sormamıştık. Dışarıdan başka marangozlar gelmesin, her yerde hep bizim dolaplarımız olsunlar diye de her yerde kendi dükkanlarımızı açmıştık. Bu şekilde boş bir dükkan bile bırakmamıştık” diye söylendikten sonrada Bilgine dönerek “Sağolasın bilgin efendi. Seni bize Allah gönderdi. Sen olmasaydın bunları bilemeyecektik. Neredeyse birbirimizi suçlamaya hatta kavga bile etmeye başlamıştık. Meğer her şey bu dolap yapan marangozlar birliği yüzünden başımıza gelmiş. Sen bunları bize gösterdin, anlamamızı sağladın. Allah senden razı olsun” demişler. 

Sonra nemi olmuş? İlk iş olarak dolap yapan marangozlar birliğini bırakmışlar. Herkesle görüşmeye başlamışlar. Onlar neler istiyor diye sormuşlar. Sadece dolap değil, rengarenk masalar, sandalyeler, sehpalar ve daha başka bir çok şeyler de yapmaya başlamışlar. Gidenler tekrar geri dönmeye başlamış. Başka marangozlarda tekrar gelmeye başlamış. Onlarla da görüşerek daha güzel ve farklı şeylerde yapmaya başlamışlar. Artık herkesin yüzü tekrar gülmeye başlamış. Tekrar herkes eski güzel mutlu günlerine bu şekilde geri dönmüş. Sonrası nemi olmuş? Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine diyerek masalımızda bu şekilde sona ermiş diyoruz…

Saygılarımla

Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak

Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler"

Kayhan Şafak'tan masallar; “Bilgin dağın arkasını nasıl görmüş”

Kayhan Şafak’tan masallar “Bir dikili ağacı olmayanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar; "Kendini en akıllı sananlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar"

Sn.Turgut Babaoğlu aktif siyasete dönse nasıl olur?

Sn.Turgut Babaoğlu'nun farkı neydi?

Gençler köprü altlarında olmamalı?

Boşuna Yaparsa İrfan Başkan yapar işte böyle yapar demiyoruz diyoruz...

Halk neden Turgut Babaoğlu'nu mumla arayacaksınız diyor?

Sadece kendi mahallenizin kadınları için mi mücadele edeceksiniz?

Yenimahalle pazarı kapanıyor. Muhalefet kukuma kuşu gibi oturuyor demekmi lazım? Yada ne demek lazım?

'Yenimahalle Pazarı Kapanmasın Anneler Ağlamasın' Sanatçı ve Gazeteci Sevgi Işıklar

Belediye kanunda hepsi var. Peki bütçede de varmı?

Neden hep Reşit sen söyle sen işit gibi oluyoruz?

"Gençlerimiz elimizden bir yıldız gibi kayıp gidiyor." Yaşar Gevher

Belediye kanununda var. Peki neden hiç gündem olmuyor?

Halktan aldık haberi

“O zamanlarda yeterince sözümüzü geçiremedik” Hüdaverdi Bahadır

"Kadınların ekonomik güçlerinin arttırılmasına yönelik işler yapacağım" Setenay Halis

"Kadınlar inandıkları yolda iradeyle ve sabırla gitmelidir" Emine Kavakçı Tosun

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun" Sevgi Işıklar

Kırk Kızlar Türbesi neden kaderine terk ediliyor?

Hepsi söz vermişlerdi. Peki neden yapılmıyor?

"Gördüğüm Zatımızın Sarı Dede Hazretlerimiz olduğuna kanaat getirdim" Salih Kondi

Çok pişmanım. Başka canlar yitip gitmeden bir şeyler yapın. Zekai Işıklar

Akyazılı çocuklar kızak yapıyor Hendekli çocuklar neden sosyal medyadan bakıyor?

Neden Akyazı Belediye Bütçesi 980 milyon da Hendek 300 milyon?

Bir vefat ve bir haber. Mehmet Civelek

Boşuna demiyoruz "yaparsa yoksul çocuklar yapar" diye. Kayhan Şafak

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2