Godot'yu Beklerken adlı Kitabı kısa bir hikayeyle birlikte anlatmak istiyorum. Köyün birinde kıtlık olur. İnsanlar açlıktan ve hastalıktan ölmeye başlarlar. Köylülerde nereden çıktığı bile bilinmeyen bir hayali kahraman olan Godot'yunun gelip kendilerini kurtaracağını yani yiyecek ve ilaç getireceğini düşünerek hiçbir şey yapmadan beklemeye başlamışlardır. Ama Godot gelmemiştir. O bir hayali kahramandır ve hiçbir zamanda gelmeyecektir.
İnsanların Ekonomiklik , Sosyalleşme , Maneviyat ve Öğrenme gibi 4 temel bilinçlerinden biri olan Öğrenme , Aristoteles'in" Bütün insanlar bilmek isterler" önermesinde olduğu gibi kendini ortaya çıkmış bir bilinç şeklinde göstermiyor mu? Bilim ve Teknolojinin hızlı gelişimi insanların temel ihtiyaçlarını karşılama yada daha iyisini yapma isteğinin "Var olan bir bilincin ihtiyaçlarının giderilmesi" olarak karşımıza çıkması aslında insan benliğinin meydana getirdiği bir olgu değil midir?
Descartes “Hiçbir şey keşfedilmeyecek kadar uzak olamaz” sözü bizlere aklın kullanılarak bilim ve teknolojiyi yaşamın her alanında uygulamaya koyabilme anlamında Platon'un “Doğru düşünce bilgidir ”sözünde olduğu gibi bizlere ilham verici bir bilgi olmuyor mu?
Aristoteles "Bilim iyi zamanlarda servet kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir " sözünün önemi ise kendini günümüzde dünyanın ve ülkemizin karşılaştığı en büyük felaketlerden biri olan Corona Virüsü salgını olarak yeterince göstermedimi?
Bu ve buna benzer sorular bizlere Bilim ve Teknoloji Alanında Yapılabilecek Çalışmaların Nasıl Olabileceği Sorusunun Cevabını Descartes'in "Sorguluyorum öyleyse Düşünüyorum. Düşünüyorum öyleyse varım" sözünde belirttiği üzere Bilimsel Düşünme ve Emanuel Kant'ın "Öyleyse mükemmelliğe nasıl ulaşırız? Ümit nerededir? Eğitimdedir. Başka hiç bir yerde değildir" sözünde belirttiği gibiBilimsel Eğitim ile birlikte olabileceğini belkide göstermektedir. Öylede değilmi?
Özellikle annelerin kundaktan itibaren çocuklarına ninnilerle birlikte kitaplar okumaları çocukların yeni kelimeler duyması ve öğrenmesi için gerekmektedir. Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan yada gelişmemiş ülkeler çocukları arasında 0-3 yaş arası 30 milyon kelime farkı bulunmaktadır. Yani gelişmiş ülke çocukları 0-3 yaş arası 45 milyon kelime duyarken gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke çocukları ise 15 milyon kelime duymaktadır.
Pisa testelerinde gelişmiş ülkelerin çocukları ilk 10 'da yer alırken gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerin çocuklarıysa bunların altında kalmaktadır. Prof.Dr.İsmail Hakkı Aydın "Beyin Sizsiniz" kitaplarında "İnsan beyni birbirine geçmiş kilitli kapılar gibidir. Yeni bir şeyler öğrenildiğinde kapılar açılmaya başlar" diye belirtmektedir. O sebeple bilim insanları tarafından annelerin "Kundaktan itibaren çocuklarına kitaplar okumalarının" önemi üzerinde durulmaktadır.
Ayrıca 1-3 yaş arası çocuklara eğlenceli ve resimli matematik kitapları okutulması ve fark bulmaca gibi oyunların çözdürülmesi gerektiğini ifade eden Prof. İsmail Hakkı Aydın "İnsan beyni bir matematik gibi ve bir bilgisayar gibi çalışır. Akıl yazılım zeka ise işletim sistemidir şeklinde belirtmiştir. İnsan beyninin milyarlarca nörönlardan yani sensörlerden ve alıcılardan oluşan ve birbirine geçmiş birer kilitli kapılar gibi olduğunu belirtmektedir.
Kuranda "Allah bir kapı kapandığında başka bir kapı açarmış" bahsedildiği gibi yada "Matrix" filminde olduğu gibi çıkış kapıları gibi beyindede kapılar vardır. Çocuklar öğrendikçe kapıların açıldığı belirtilmektedir. Matematiğin ise insan beyninin kapasitesini arttırmaktaki en önemli bilim dallarından biri olduğu bilinmektedir. İnsan beyninin kapasitesi ve neler yapabileceği ise "Lucy" filminde güzel bir şekilde işlenmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Selçuk Şirin ise "Yetişin Çocuklar " kitaplarında 3-7 yaş arası çocukların mutlaka okul öncesi eğitim kurumlarına gönderilmesinin gerekliliğini belirtmekte ve eğitim sistemini ise "Önümüzdeki yıllarda eğitim sistemi artık meslek dahil 18 yaşında tamamlanacak. Eğitim sistemi 4 yıl geriye çekilecektir" şeklinde ifade etmektedir.
Bu sebeple artık klasik meslekler olan doktorluk, avukatlık , mühendislik, muhasebecilik gibi bir çok mesleklerin önemini yitireceği ve matematik bilen yazılım yada kodlama yapabilen ve her insanın bir bilim insanı gibi olabileceği yeni mesleklerin oluşacağı yine bilim insanları tarafından belirtilmektedir.
Bunun yanında çocukların soru sormalarına engel olmamak bilginiz ölçüsünde her sorusuna cevap vermeye çalışmak gerektiğini ve bu şekilde çocukların hayal dünyalarının gelişeceğini ifade eden Prof.Dr.İsmail Hakkı Aydın "Beyin Sizsiniz" kitaplarında "Hayal etme gücü sonsuz olanların beyin kapasiteleri de sonsuz olacaktır" şeklinde belirtmektedir. Boşuna demiyorlarmı “Her şey bir hayal etmekle başlarmış. Bu hayalde zamanla büyük bir vizyona dönüşürmüş”. Öylede değilmi?
Bu sebeple şimdiden annelerin kundaktan itibaren çocuklarına kitaplar okumaları ve çocukların 3-7 yaş arası okul öncesi eğitim kurumlarına gönderilmesiyle birlikte çocukların gelişmiş ülke çocukları ile yarışabilir hale gelebilmesi belki de bu şekilde mi sağlanabilecektir?
Unutmayalım ki belkide bir çocuk bir gün İlçesini, ülkesini ve hatta belki de dünyayı bile kurtaracak büyük buluşlar yada büyük işler yapacaktır.
B,zlerde bu sebeple bizlerde kitap okuyalım ve imkanı olmayanlarında kitap okumalarını sağlayalım diyoruz…
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak