Organize sanayi bölgesindeki iş insanlarını işimiz gereği ziyaretler ediyoruz. Genelde ilçemizin çok güzel olduğunu fakat gerekli sosyal alanlar ve turizmle alakalı hiçbir şey olmadığını söylüyorlardı. Bu yüzden Adapazarı’nda oturduklarını belirtiyorlardı. Hatta bir iş insanı ailece yazın yaylaya çıktığını fakat oturacak ve bir bardak çay içecek bir yer olmadığını ve üzülerek tekrar ilçe merkezine geri döndüklerini söylemişlerdi.
Bizlerde kendilerine bu konularda yazılı ve görsel birçok haberler yaptığımızı söylemiştik. Yani yayla yollarımız telli betondan yapılırsa ve yaylalarda belediye tesisleri olursa bunun mümkün olabileceğini söylemiştik. Ailece çıkılıp yazın çim kayağı kışında şamyelle yada kızakla kayak yapılabileceğini ve sucuk ekmek yenilebileceğini söylemiştik.
Ayrıca ilçe tarihimizi anlatıyoruz. Kültürel zenginliklerimizden bahsediyoruz. Alternatif tarım ürünleriyle ilçemizin yaşanacak ender yerlerden biri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Eğitimde Fen lisesinin kurulduğunu, sosyal bilimler, güzel sanatlar ve spor liselerinin kurulması için çalıştığımızı söylüyorduk. Bir kültür ve sanat evinin kurulabilmesi için yıllardır uğraştığımızı söylüyorduk.
Bu şekilde eğitim, kültür ve sanat, turizm konularında yapılacak çalışmalarla ilçemizin değil Sakarya belkide ülkemizin çekim merkezlerinden biri olabileceğini anlatmaya çalışıyorduk. Bunları duyduklarından dolayı çok memnun olduklarını söylüyorlar. Bizlerde kendilerinin de destekler vermelerini istiyorduk. Onlarda üstlerine düşecek bir şeyler olursa seve seve yapabileceklerini belirtiyorlardı.
Böyle düşünceler içindeydik. Bir şeyler yapmak istiyorduk. Sosyal medya hesaplarında görmüştük. Sn.Ali İnci hastalanmış. Hem geçmiş olsun demek hemde ilçemizle ve halkımızla ilgili bu konularla ilgili bir şeyler söylemek istedik. Ziyarete gittik. Gelenlerle gidenlerle dolu yoğun bir ziyaretçi akını vardı. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettikten sonra ara ara konulara girmeye çalıştık. Nelermi konuştuk? Buyrun hep birlikte yazımızı okumaya başlayalım diyoruz;
Fen lisesinin durumunu anlattılar;
İhaleyi yaptırdım. İnşaat süratle devam ediyor dedi. O arada ilgilileri de aradı telefonun megafonu açık bir şekilde güncel bilgileri aldı. Öğrendiğimiz kadarıyla önümüzdeki yıl okul binasının hizmete gireceğini öğrenmiş olduk.
İlçe şehir kütüphanesi hakkında neler söylediler?
İlçe şehir kütüphanesi neden bitmiyor diye sorduk. O konuyla alakalı bazı sorunlar olduğunu söyledikten sonra yine ilgili birisiyle megafonu açık halde konuştular. Anladığımız bu işin biraz daha uzun süreciği oldu. Çünkü yer belediyenin değilmiş. Kültür bakanlığı ve Valilik gerekli yardımları yapmış.
Ancak eski dönem belediyenin yapmış olduğu sözleşme gereği oldukça yüklü bir miktarda borcu bulunmaktaymış. Fakat bina belediyenin olmadığı için gerekli ödemelerin nasıl yapılabileceği belli değilmiş. Yani ek bir sözleşme yapılması gerekiyormuş. Fakat neredeyse bir kör düğüm haline gelmiş olan bu işi çözeceklerini belirttiler.
Ancak mevcut ilçe şehir kütüphanesinde bazı iyileştirmeler yaptıklarını ve şubesi olan Rasim Paşa Cami altındaki kütüphaneyle vatandaşların şimdilik ihtiyaçlarının giderildiğini söylediler.
Eğitimle alakalı başka ne söylediler?
Eğitimle alakalı olarak 2.OSB’deki Meslek Yüksek Okulu ile ilçemizdeki gençlerimize hem eğitim hemde iş imkanları oluşacağını belirttiler. Okulun bir an önce eğitime başlayabilmesi içinde inşaatın yakın takipçisi olacaklarını söylediler.
Uludere çayındaki çalışmalar ne durumda?
Uludere çayındaki hem ıslah hemde çevre düzenleme çalışmalarının etap etap devam ettiğini ve proje bittiğinde Çağlayan mahallesine kadar olan alanda yürüyüş ve bisiklet yolları ve gezi ve sayfiye yerleriyle birlikte vatandaşların rahat bir nefes alacakları güzel bir yer olacağını söylediler.
Yayla yollarını sorduk?
Aksu mahallesindeki gibi Dikmen ve Çiğdem yaylaları yollarının da betondan yapılabilmesinin hem vatandaşlar hemde dışarıdan gelenler için doğa turizmi oluşabilmesi anlamında çok önemli olduğunu söyledik. Onlarda Aksu’daki yollara asfalt ve kilitli parke yapılamadığı için beton yol yapmak zorunda kaldıklarını belirttiler. Yine konuşma esnasında kışın kar yağdığında vatandaşlar hem şamyelle kızak yapmak hemde sucuk ekmek yemek için ne dikmene nede çiğdem yaylasına çıkamadıklarını belirttik. Yollar telli betondan yapılırsa ve belediye tesisi olursa bunun olabileceğini söyledik.
Meslek kurslarını konuştuk
Belişin kuruluş zamanlarını konuştuk. O zamanlarda birçok firmalara vasıflı elemanlar sağlamıştık. Fakat daha sonraları burası verimli bir şekilde kullanılamadı. Bizlerde özellikle kaynakçı yetiştirilmesinin önemine değindik. Bu amaçla bay yada bayan vatandaşlarımız adına bir şeyler yapmak istiyoruz. Ancak kurumsal bir yapı olması gerektiğini söyledik.
Sağlık alanındaki müjdeleri nelerdi?
Bunun yanında Sakarya Araştırma Hastanesi A sınıf, Yenikent Hastanesinin ise B sınıf olduğunu söylediler. Yaptıkları çalışmalarla Hendek Devlet Hastanesinide B sınıfı yapacaklarını söylediler. Yoğun bakım ünitesini 15 yataklı bir servis haline getirdiklerini belirttiler. Emar cihazı, tomografi cihazı ve bir çok son teknoloji cihazlarla ilçe hastanemizin tanı ve tedavi kapasitesini artırdıklarını söylediler.
Yakında diş hastanesinin de açılacağını belirterek Hendek Devlet Hastanesini B sınıfına yükselteceklerini belirtiler. Bu şekilde Sakarya ilimizde B sınıfı hizmet veren 2.inci hastane olacağını belirttiler. Bunun sonucunda da vatandaşlarımızın bütün sağlıkla ilgili sorunlarına ilçemizde çare olunacağını belirttiler.
Çok yoğun bir şekilde gelen giden olduğu için daha fazla konulara giremedik. Fırsat olsaydı kültür ve sanat evini soracaktık. Ücretsiz spor okullarını soracaktık. Ama olamadı.
Bizlerde bir şeyler söylemek istedik. Şöyle ki;
Bunları neden sormak istedik biliyormusunuz değerli okuyucularımız? Çünkü bir belediye meclis üyesi bizlerin dışında kendilerine bu yönde bir baskı yada bir talep gelmediklerini söylemişlerdi. Bizlerde izah etmiştik. Bir partinin kadınlar kolu üyesi bir hanımefendi partileri istediği için araştırmalar yapmışlardı ve bizlere de söylemişlerdi. İlçemizde kadınların büyük bir çoğunluğu ilkokul mezunuymuş. Kitaplarda okumuyorlarmış. Ama çocuklar zekalarını annelerinden almaktadır. Eğitimli annelerin çocuklarıda eğitimli ve daha zeki olmakta ve kötü alışkanlıklara da bulaşmamaktadırlar.
Bu sebeplerden ötürü bazı konuların önemini ve değerini bilemeyebilirlerdi. Ancak sonuçları herkesin görmesi ve bilmesine rağmen yinede aileler suçlanıyordu. Aileler ne yapsınlardı ki? Çünkü ne eğitimleri var nede üstlerinde nede ceplerinde var. Bu sebeple özellikle siyasetçilerin bu konuları gündeme getirmeleri hem aileler hemde ilçemiz adına çok önemli bir durumda değilmidir?
Ayrıca bu konularda basına da bazı görevler ve sorumluluklarda düşmekte değilmidir? Çünkü bir yalnız efe gibi kaldık. Reşit sen söyle sen işit gibi olduk. Ama bu ilçe bizim. Bu insanlarda bizim. Yani siyasetçilerimiz bugün var belkide yarın yoklar. Ama halkımız ve ilçemiz sonsuza kadar payidar kalacaktır. Bu yüzden bugünlerden başlayarak bir şeyler yapılabilirse ilçemiz bir eğitim, kültür ve sanat, ticaret ve turizm şehri olabilecektir diyoruz.
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak