ANLATAMIYORUZ
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımızda dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarımıza ellerinizle,
Bilmezdik şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var biliyoruz,
Her şeyi söylemek mümkün,
Epeyce yaklaşmışız duyuyoruz,
Ama anlatamıyoruz...
Değerli okurlarımız yıllardır çocuklar için bir şeyler yazıyoruz yada söylemeye çalışıyoruz. Ama hep reşit sen söyle sen işit gibi oluyoruz. Çünkü yine bir yazı yazdık. Çok okundu. Ama halkın oyuyla seçilmişlerden yine hiçbir ses yada bir müjdeler duyamadık yada göremedik diyoruz. Neden diye sormuyoruz ve takdirlerini önce kendilerine sonra da sizlere bırakıyoruz. Ama bir vatandaş olarak da bir şeyler söylemek istiyoruz. Şöyleki;
Dün dereboyundaydık. Kavlanların altı denilen yerlerin halka açılması için bir şeyler yapabilirmiyiz diye gitmiştik. Muhtarı aradık ve gelmesini beklerken yanımızda duran birisi Sn.Belediye Başkanı geçiyor dediler. Bizlerde döndük baktık. Başka birinin arabası içindeymiş. Görmeye çalışırken araç yanımızdan geçti gitti. Aracın arkasından bakarken ilçemizin değerli vekili Sn.Ali İnci’yle ilgili bir anımız aklımıza geldi. Üzüldük tabiki. Ama yinede olsun dedik. Takılmadık. Muhtar gelincede aradık. Açmadılar. Hala da geri dönmediler. Yine olsun diyoruz. Takılmıyoruz.
Peki Sn.Alİ İnci nasıl yapmıştı ki?
Ama çok önceleri yaşadığımız bir anımızıda anlatmak istiyoruz. Oda şöyleydi; Bir esnafın dükkanın önünde tabure üzerinde oturmuş çay içiyor ve laflıyorduk. Önümüzden siyah camlı bir araba gelip geçti. Belediye başkanı Sn.İrfan Püsküllü’nün makam arabası dediler. Sonrada şimdi Sn.Ali İnci olsaydı arabadan iner. Tek tek esnaflara uğrar. Şöför de arabayla arkasından gelirdi dediler. Bizlerde evet dedik. Aynısını yaşadık dedik; Bir esnafın yanında oturuyorduk. Sn.Ali İnci bir anda içeriye girdi. Tek tek ellerimizi sıktı. Hal ve hatırımızı sordu. Bizlerde buyrun bir şeyler ikram edelim dedik. Daha çok esnaflara uğrayacağım. Hakları geçmesin. Başka bir zaman uğrarım demişlerdi diye demiştik.
Yine daha önceleride kalabalık bir ortamda deneyimli bir siyasetçiyle görüşürken; Sn.İrfan Püsküllü için şöyle yapacak böyle yapacak diye söyleyenler oluyordu. Bizlerde sadece tek bir şey söyledik; Olabilir ama Sn.İrfan Püsküllü bir Sn.Ali İnci değil ki demiştik. Oradakilerde evet değil demişlerdi. Ama bizler halada böyle diyoruz. Peki neden böyle diyoruz ki?
Çocuklar açısından önemi nedir ki?
Çünkü Sn.Ali İnci'yle bir program yapmıştık. Meyveler çok pahalı. Çocuklar meyveler yiyemiyorlar. Çocuklarda kansızlık ve bodurluk artmaya başladı demiştik. Onlarda Belediye Başkanlığı döneminde çocuklar meyveler yiyebilsinler diye 20.000 Trabzon Hurması ve 10.000 Kokulu Üzüm dağıttıklarını söylemişlerdi. Ayrıca Sn.İrfan Püsküllü’yle aynı partiden değiliz. Ama 40 yıllık bir dostluğumuz var. Kendisini arayıp ilçenin boş yerlerine meyve ağaçları dikmesini rica edeceğim demişlerdi. Söylediklerini anlamış olduk.
Şöyleki; HGM’nin karşı tarafında derenin istinat duvarı tamiri yapıldıktan sonra oluşan boş alana meyve fideleri dikilsin diye bir yayın yapmıştık. Sn.Ali İnci aradılar. Belediye Başkanından rica ettiklerini söylediler. Birkaç gün sonra baktık ki meyve ağaçları dikilmişti. Kendi evimizin bahçesine dikilmiş gibi sevinmiştik ve bir canlı yayınla teşekkürlerimiz iletmiştik.
Bakın değerli okurlarımız görüyorsunuz değilmi? Değerli vekilimiz bizleri arıyorlar ve gerekenlerin yapılması için meyve ağaçları konusunu takip ettiklerini iletiyorlar. İşte bizlerde diyoruz ki? Halk niye Ali İnci dedi? İşte bu yüzden dedi. Niye 36.000 oy verdi? İşte bu yüzden verdi diyoruz.
Çocuklar neyi unutmuyor ki?
Yaşadığımız anılarımızı anlatmaya devam ediyoruz; Sarıdede mahallesindeki çocuklara kitap bağışları yapmıştık. Çocuklar kitapları alırken Ali İnci’nin toplarından da verecekmisin demişlerdi? Bizlerde tamam demiştik. Söz vermiştik. Ama top almaya gittiğimizde neredeyse şoka uğramıştık. Çünkü topların tanesi 450 liraydı. Belki 50’ye yakın çocuk vardı. Bizlerde ancak erkek çocuklarına bir futbol ve kız çocuklarına da bir voleybol topu olmak üzere birer tane almıştık.
Bu konular bizi çok düşündürtmüştü. Sn.Ali İnci bir prens gibi davranmıştı. Sosyal belediyeciliği uygulamıştı. Yani belediye kanununda ne yazıyorsa onları bir bir yapmıştı. Ayrıca bir testere gibi hem esnaflara hemde halka dönük birçok şeylerde yapmıştı diye düşünmüştük. İşte bizlerde diyoruz ki? Halk niye Ali İnci dedi? İşte buz yüzden dedi. Niye 36.000 oy verdi? İşte bu yüzden verdi diyoruz. Ayrıca bizler gibi demekki herkesi de böyle arıyordur diye düşünüyoruz diyoruz.
İyi şeyleri örnek almak iyi bir şey değilmi ki?
Bizlerde buradan merak ederek soruyoruz? Önlerinde neredeyse 22 yıl belediye başkanlığı yapmış ve 36.000 oyla halkın vekili olmuş bir örnek varken neden bu yapılanlar dikkate alınmıyor diye soruyoruz? Naçizane olarak bizlere ait sözümüzle; Yapacak hiçbir şey bulamıyorsanız sizlerden öncekiler neler yapmışlar onlara bir bakınız yeter diyoruz. Bunuda başka başka yaşadığımız anılarımızla sizlere açıklamak istiyoruz; Şöyleki; 3 yıldır dereboyuyla ilgili haberler ve yayınlar yapıyorduk ve o yıllara ait yaşadığımız anılarımızı sizlerle paylaşıyoruz;
Birinci anımız şöyleydi; Akşam karanlığında neredeyse zifiri karanlıkta dereboyuna gelmiştik. Bir anne çocuklarıyla birlikte gelmiş. Evden poğaça börek getirmişti. Semaverde çay demlemeye çalışıyordu. Biraz konuştuk. Bizlerin ekonomik gücümüz yok. O yüzden çocuklarımı alıp buraya getirdim. Onların da dışarıya çıkma hakları var. Ama burası çok karanlık. Buraya gelirkende eve dönerkende çok korkuyoruz demişlerdi. Bizlerde canlı yayın yapmıştık.
İkinci amımızsa böyleydi; Seçim döneminden sonraki günlerde dereboyunda dolaşırken iki yaşlı teyzemiz spor aletlerinin oturak yerine oturmuşlardı. Yılın fotoğrafı olabilirdi. Ancak evladım çekme dediler. Bizlerde çekmemiştik. Ama biraz da sohbet etmiştik. Bayram öncesi belediye ve tanıdıklarımızdan rica etmiştik. Oturma bankları koyulsun demiştik. Sadece 3 tane kalmıştı. Gelip onları koymuşlardı. Sanırım çocukları bizlerin yayınlarını izlemişti. Annelerine oturma banklarını tekrar koydular. Artık dereboyuna gidebilirsiniz demişler.
Yaşlılarda neyi unutmuyor ki?
Onlarda o yüzden gelmişler. Ama spor aletlerinin olduğu yerde bir tane vardı ve yer bulamayıncada spor aletlerinin oturak yerine oturmuşlardı. Eskiden Ali İnci zamanında ne güzeldi demişlerdi. Her yerde oturma bankları vardı. Gelip oturabiliyorduk demişlerdi. Ama şimdi yok demişlerdi. Sonrada belimiz ağırıyor deyip ellerinde bastonlarla ağır ağır gitmişlerdi. Arkalarından uzun uzun bakmıştık. Gözlerimiz yaşarmıştı. Yüz binlik koca bir şehir olduk. Ama yaşlılarımıza oturacak bir bank bile alamadık demiştik. Yazıklar olsun bizlere demiştik.
Sonra Sn.Ali İnci bizleri aramışlardı. Gerekli görüşmeleri yaptıklarını ve hemen olmak üzere dereboyunun köprübaşından çay cami köprüsüne kadar olan alanın sokak lambalarının yapılacağını söylemişlerdi. Bizlerde teşekkür etmiştik. Ayrıca oturma bankları yok demiştik. Belediyeden rica ettiklerini ve oturma banklarının yapılacağını söylemişlerdi. Ve bu şekilde dereboyu artık ışıl ışıl oldu. Çocuklar, anneler artık korkmadan gelebiliyorlar.
O zaman neyi bekliyorlar ki?
Buradan başka bir anımıza geçiyoruz. Oda Sn.İrfan Püsküllü ile ilgiliydi. Oda şöyleydi; Bu yılki ramazan bayramının 4.günü dereboyuna gelmiştik. Sn.İrfan Püsküllü’de bir esnaftan alışveriş yapıyordu. Hemen yanına gittik ve bayramlaştık. Sonrada HGM önünden Köprübaşına kadar olan alanlarda hala oturma bankları yok dedik. Yapıyoruz dediler. Ama neredeyse 3 ay olacak. Neredeyse yaz bitecek. Buradan tekrar rica ediyoruz.
Kadınlar, gençler, çocuklar beton kaldırımlar üzerinde oturuyorlar. Onların sizler gibi bizler gibi imkanları yok ki. Halk tabiriyle ne üstlerinde ne başlarında nede ceplerinde yok ki. Ama onlarda insan değilmi? Onlarında böyle küçük şeylerle mutlu olma hakları yokmu? Evlerinde hazırladıkları poğaça ve böreklerle ve termosta çaylarıyla ancak dereboyuna gelebiliyorlar. Başkada nereye gidebilecekler ki?
Peki muhalefet ne yapıyor ki?
Huud Suresi Ayet 24 ve Ayet 30’da “ Gören, işiten, duyan, gördüğü, işittiği, duyduğunun üzerinde düşünenlerle, fasık kör olanlar, baktığı halde görmeyenler, görmek istemeyenler, fasık sağır olanlar, işittiği halde duymayanlar, duymak istemeyenler bir ve eşit olurmu? Hala düşünmeyecekmisiniz? Siz hiç düşünmeyecekmisiniz ? ”.
Ayrıca buradan değerli muhalefet belediye meclis üyelerine; Sizlerde hiç yokluk yada fukaralık çekmedinizmi? Yada sizleri büyüten ailelerinizde hiç yokluk yada fukaralık çekmedilermi? Ama Allahda(c.c.) ve halkda sizleri vekil kılmadımı? Neden bunları meclis gündeminde konuşmuyorsunuz diye soruyoruz? Ve ne yaparsanız yapın ama mutlaka yerlerde göklerde sizlerden razı olmalıdır diyoruz ve bu konuda başkada bir şey demiyoruz.
Başkada ne söylenebilir ki?
Ankebût Suresi - 69. Ayet” Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarfedenlere gelince, onları bize ulaşan yollara mutlaka yöneltiriz. Kuşkusuz Allah iyilik yapanların yanındadır”.
Son olarak ilçemizin çok deneyimli değerli bir siyasetçisinin Sn.İrfan Püsküllü’ye Belediyeyi bir şirket gibi yönetme. Sosyal belediyeciliğe de önem ver dediğini duyduk. Böyle dedilermi yada demedilermi bilemiyoruz? Yada Sn.İrfan Püsküllü bunu dinledimi yada dinlemedimi yine bilemiyoruz diyoruz? Bu konuyu kendilerine ve sizlere bırakıyoruz. Ancak değerli bir belediye meclis üyesininde bizlere benzer bir şekilde söylediğini bir yazımızla belirtmiştik. Hani ortak akıl diyorlar ya. Bundan daha güzel bir ortak akıl olabilirmi diye bizlerde soruyoruz ve takdirlerini yine kendilerine ve sizlere bırakıyoruz?
Hadis-i Şerif’; “Merhamet edene Rahman da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki gökteki de size merhamet etsin”.
Ayrıca haberin kapağında olan resimdeki lokma dağıtımı birçok yerlerde uygulanmaktadır. Hayırsever vatandaşlar her cuma namazından sonra çocuklar, anneler ve vatandaşlar yesinler diye lokma kamyonuyla şekerli lokmalar döktürtmekte ve vatandaşlara hayrına vermektedir. Belediye öncülük yapsa güzel olmazmı? Bu şekilde yerlerde göklerde onlardan razı olsa daha da güzel olmazmı diyoruz?
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak