'Handağı'nın (Hendek'in) Hikayesi ' M.Danyal Hergünsel

Bize ilçemizi Yurt yapan ilk Türk komutanlarımızdan Yağıbasan Komutanımız , Sultan Orhan Gazi ve Konuralp Komutanımız , Şeyh İzzettin İbrahim ve oğlu Şeyh İzzettin İsmail El Handaki Hazretleri , Keremali Dede , Sarı Dede , Salman Dede , Erenler Dede ve Şeyh Halil gibi Alperenlerimizin ,  Atalarımızın ruhları şad , mekanları cennet olsun. Onların anısına saygıyla bu yazımı da tekrar görüşlerinize sunuyorum...

 

" Handağı'nın (Hendek'in) Hikayesi "  M.Danyal Hergünsel

 

Babası Hukuk Fakültesi mezunu ve Tekel işletmelerinde Müdür İbrahim Hergünsel ile annesi Münevver (Gezici) Hergünsel olan 3 çocuklu bir ailenin 2.çocuğu olarak Hendek'te doğdu. İlk okulu babasının görevi nedeniyle , Bolu , Düzce ve Hendekte , ortaokulu önce Hazırlık başlangıcı Tarsus Lisesinde orta kısmında daha sonra da Hendek ortaokulunda dönem birincisi olarak tamamladı. Türkiyede bir tek Ankara 'da olan Fen Lisesi sınavını kazanmıştı. Fakat abisi gibi Haydarpaşa lisesinde yatılı okudu. İTÜ Malzeme ve Matelürji Mühendisliği Bölümünü bitirdi ve aynı Üniversitede Yüksek Lisansını tamamladı.

 

Askerlik görevinden sonra iş hayatına ilk olarak Ereğli Demir Çelik Fabrikalarında başladı.1 yıl sonra Renault Otomobil Fabrikasına geçti. Belli bir süre Fransada kaldıktan sonra Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Marmara Bölge Müdürü , daha sonra Satış Daire Başkanı oldu. Amerika'da Ekonomi ve Yönetim eğitimi aldıktan sonra da sırasıyla , Yüksel İnşaat , Mersa ve Baygünsa da Yönetim Kurulu Üyelikleri yaptı. Tekirdağ Yağ Sanayinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı , Tegav Vakfı Genel Müdürü oldu. Sonra tekrar Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Yönetim Kurulu Üyeliği , İcra Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Daha sonra da Mannesman Borusan ortaklı bir firmada Yönetim Kurulu Üyeliği , Göktaş firmasında Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı , İcra Kurulu Başkanlığı ve Çolakoğlu firmasında da İcra Kurulu Danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Hendek Esnaf Spor da futbol da oynayan Mehmet Danyal Hergünsel , Erdemir Spor Kulübünde de 3 yıl Başkanlık yapmıştır.

 

Eşi de Hendekli olan Dr. Oya Hergünsel ile evli olan ve biri Doktor , diğeri Bilgisayar ve Ses Mühendisi olan 2 çocuk sahibi Mehmet Danyal Hergünsel'in Hendek Yüksel Tahsil Derneği Kurucu Başkanlığı , Haydarpaşa Lisesi Mezunlar Derneği  , İTÜ Vakfı ve Turan Derneği Yüksek Danışma Kurulu Üyeliği gibi üyelikleri de bulunmakta , ayrıca Hendek , Tuzla ve Şile'de ki evlerinde bulunan Kütüphanelerinde ki 10 binlerce Kitapları ile de iyi bir okur yazar ve kitap dostu olduğu da bilinmektedir.

 

 

Hendek İsmi ;

Hendek’in gerek ismi, gerekse ilk yerleşim zamanının tartışmaya açık bir konu olduğunu belirten Mehmet Danyal Hergünsel " Bir rivayete göre Hendek küçük bir kasaba iken; bu kasabada tek bir han varmış.  Bundan esinlenerek “Hantek” diye anıldığı ve zamanla Hendek’e dönüştüğüdür.  Başka bir rivayete göre ise Hendek , 12.asırda Orta Asya’dan Ön Asya ve Batıya yapılan Türk göçleri sırasında Selçuklu Devleti zamanında Türkistan’a bağlı “Cürcan” bölgesindeki Handak’tan ( Handağ ) göç eden Türk kabilelerinden bir kısmı şimdiki Turanlar Mahalle’sine gelerek bu kasabaya kurdukları kendi öz kasabalarının eski adı olan “Handak” adını buraya verdikleri ve “Handak” ın zamanla “Hendek” olarak değiştiğidir " şeklinde bazı rivayetler olduğunu belirtmiştir. Eski Türkçede " ğ " olmadığından " k " olarak okunurdu. Yani Handağ , Handak olarak okunurdu.

 

Mehmet Danyal Hergünsel Hendek'in Handağı ismi ile ilgili olarak , Evliya Çelebi den önce Hendek'ten geçen Fransız gezgini Jean -Babtiste Tavernier (1640)  " Gezi yolu İzmit-Ada(pazarı) ve Hendek'tir. Tavernier Sakarya Nehri'ni ağaçtan yapılmış üzerinde tahtalar bulunan köprüden geçip Concoli'ye (Handağı'nın bozuk yazılışı) varır.  O dönemde Hendek'te bir Kervansarayı olan bir kasaba görünümündedir.  Vakıf kayıtlarından anlaşıldığına göre Kervansaray/Han yaptırılması Kanuni Sultan Süleyman devri devlet adamlarından Mustafa Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir.  Ada ile Hendek arası da akarsular nedeniyle sürekli bataklık durumundaydı" şeklinde açıklamalarda bulunduktan sonra "16.yüzyılda gelişme gösteren ve daha önce Akyazı'ya bağlı Hendek diye işaret edilen kasabadır.  Kızıl Ahmedilerden Mustafa Paşa'nın yaptırdığı Kervansaray /Han ile göze çarpmaya başladı.  Ayrıca yeri cadde üzerinde oluşu nedeniyle çevre köylerinin toplandığı mekan olmuştur.  Bu nedenle Handağı Pazarı denilmiştir. Hendek adı da zamanla Handak 'tan (Handağ' dan ; eski Türkçede ğ yoktu , o sebeple Handağ Handak diye okunurdu) türetilmiştir" şeklinde de tarihsel bilgileri vererek kendi öngörüsünü de " Ermeniler sanatkar insanlardır ve bu bölgede de ticaretle uğraşmaktaydılar. Uzuncaorman da bir Ormancılık Okulu bile kurmuşlardı. Fatih Sultan Mehmed zamanında gemi direkleri üretimi de yapıyorlardı. Hendek'in ilk belediye başkanı ise eski adı Sök Köy olan Kazimiye Mahallesinden Ermeni asıllı Sarkis Efendidir. O sebeple de Türklerin tarihsel bağını ayırmak amacıyla okunuşu Handak ( eski Türkçede "ğ"yoktu o sebeple Handağ , Handak olarak okunuyordu) olan ismini Hendek olarak değiştirmiş olabileceğini düşünmekteyim. " olarak da sözlerine bu şekilde devam etmiştir. 

 

 

Han Dağı ' nın tarihi ile ilgili ise Mehmet Danyal Hergünsel aşağıda belirtildiği şekilde de önemli açıklamalarda bulunmuştur ;

 

İlk çağlarda bölgenin hakiminin Bitinyalılar olduğu (ancak bugün hiçbir eser yoktur) daha sonra bu bölgeye hakim olan Romalılar , civar köylerde mezarlar ve kalıntılar vardır.  Ancak Hendek’te önemli bir iz yoktur.  Bunun nedeni , o zamanlar Adapazarı-Hendek Ovasının bataklık olup , yerleşime uygun olmadığı olabilir.

 

 

Türkler 1071 yılında Malazgirt'ten Anadoluya giriyorlar. 1075 yılında Yağıbasan Komutan ile birlikte Çalıca Havalisi olarak bilinen Hendek bölgesi alınıyor. 1083 yılında da İznik alınıyor. O zamanki Çalıca Havalisi ise Yağıbasan Komutan tarafından idare edilmekteydi ve mezarının da Yağbasan Köyünde olduğu belirtilmektedir. Yağı düşman demektir , Basan ise vuran , ödüren demektir. Zamanla " ı " harfi kullanılmadığından köyün adının Yağbasan olarak kaldığı belirtilmektedir.

 

 

Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi tarafından Anadolu'nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması için Türkistan ve Horasan Eyaletlerinden Anadolu'ya gönderilen Alperenlerden o dönemlerde Hendek ve civarında yerleşmiş olan Türk ve İslam Kolanizatör Dervişlerine ait olduğunu sandığımız , Şeyh İzzettin İbrahim ve oğlu Şeyh İzzettin İsmail El Handaki , Keremali Dede , Salman Dede , Sarı Dede , Erenler Dede , Şeyh Halil gibi dervişler bölgenin Türkleşmesi ve Müslümanlaşmasında büyük rol oynamışlardır.

 

 

Şeyhler Köyündeki Şeyh İzzettin İsmail El Handaki Hazretlerin babası olan Şeyh İzzettin İbrahim El Handaki Hazretlerinin kabristanının ise Yukarı yada Aşağı Çalıca bölgesinde olduğu da belirtilmektedir. Handaki ; Handak'tan gelen anlamındadır.

 

1300’lu yılların başlarında Osmanlılar bu bölgeyi fethettiğinde Hendek ve civarında yaşayan Türk Kabilelerinin Müslüman olduğu sanılmaktadır.  Bu da bu bölgede yaşayan Türklerin Osmanlı Devleti’nin yönetimine geçmeden önce İslam Dini’ni benimsediklerini göstermektedir.

 

 

Hendek’in Bizanslılar’dan Osmanlı idaresine geçişi, Sultan Orhan Gazi zamanında Konuralp Komutan kumandasındaki bir askeri birlik tarafından sağlanmıştır. Kasabaya bir süre “Konurpa” dendiği eldeki belgeler ve rivayetlerden öğrenilmektedir. Orhan Bey’in kasabaya gelerek burayı gördüğü, burada gördüğü iltifattan dolayı Şeyh-ibn’ü İbrahim El Handaki'ye kasabayı vakfettiğini 700 H.Tarihini taşıyan Berat Vakıf Name Vesikasından öğrenmekteyiz.

 

 

Bu konu ile ilgili olarak da "Orhan Gazinin askerleri Kargalı Hanbaba da konaklar. Komutan , Şeyh İzzettin İsmail'den askerler için yiyecek ister.  Şeyh İzzettin İsmail , onlara bir tencere pilav ile bir heybe arpa verir.  Komutan , bunlarla kimleri doyuracaksın dediğinde Şeyh İzzettin İsmail , bunlar yetmezse yine getireceğim der.  Fakat bir tencere pilav ve bir heybe arpa askerlere yeter de artar.  Başka bir zamanda Orhan Gazi burada konaklar ve Şeyh İzzettin İsmail ile tanışmak ister , tanışırlar ve bu bölgeyi Şeyh İzzettin İsmail'e vakfeder ve bu Mahalleye Şeyhler ismi bu şekilde verilmiştir" şeklinde rivayetleri anlatmış ve Şeyh İzzettin İsmail El Handaki'nin deTürkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi'nin Anadolu'nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması için Anadolu'ya gönderdiği Alperenlerden olduğunu da belirtmiştir.

 

 

Miladi 1401 yılında Hendek’te Şemsi Paşa Vakfiyesi tarafından; bir Han, bir Hamam ve 35 Dükkan yapıldığına dair Topkapı Sarayı Kütüphane’sinde belgeler vardır.

 

 

1500 yıllarında Bağdat seferleri için yapılan ünlü Bağdat Yolu kalıntıları, Hendek’te bugünkü Kemalpaşa Caddesi , Eski Düzce Caddesi , Hüseyinşeyh ve Kalayık’tan geçmekteydi. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde 17.yüzyılda Hendek’i yeniçeri serdarı Kethuda (Kahyalık) yeri ve subaşısı olan 150 hanelik bir kasaba olarak anılmaktadır. 1800’lü yıllarda Kocaeli Sancak’ına bağlı küçük bir yerleşim yeri olan Hendek 93 harbi denen 1876 Osmanlı-Rus savaşı sonrası göçlerle önem kazanmıştır.

 

1887-1888 yıllarına ait olan muhacirun defterlerinde bu bölgeye 2000 Kafkasya Göçmeni yerleştirildiğini yazmaktadır. 241 Laz , 580 Gürcü, sayısı belirtilmeyen Çerkez ve Abaza bölgeye yerleştirilmiştir. 1890 nüfus sayımında Hendek nahiyesinde 10025 Müslüman Türkler , 300 Rum-Ortadoks1800 Ermeni-Gregoryan875 Kıpti olmak üzere 13000 kişi yaşamaktaydı. Bu sayıya nahiyeye bağlı köylerde dahildir.  Zira Akyazı’da o dönemde Hendek’e bağlı Aksaray köyü idi. 1890 istatistiklerinde Hendek’te toplam 117 Camii , 1 Kilise, 6 Çeşme, 2 Hamam, 32 Han, 3 Fırın, 111 Dükkan, 26 Çiftlik ve 35 Öğrencilik bir Rüştiye Mektebi bulunmaktaydı.

 

Hendek Cumhuriyetten önce Kocaeli Mutasarraflığına bağlı bir Kaza haline getirilmiştir. 1907 yılında Belediye kurulmuştur.  Resmi olarak ilk Belediye Başkanı Alabacak Mehmet Ağa olmuştur. Ancak daha önceki Belediye Başkanının eski adı Sök Köy olan Kazimiye Mahalesinden Sarkis Efendi olduğu da kayıtlarda belirtilmektedir.

 

 

Sonraki Belediye Başkanlarından Osman Yılmaz 35 yıl Başkanlık yapmış ve buradan emekli olmuştur. Aydın , Entellektüel ve Sosyal bir kişiliğe sahip olan Belediye Başkanı Osman Yılmaz  Hendek'te ilk olarak 1930'lu yıllarda ingilizce bir Tiyatro Oyununun da sahnelenmesini sağlamıştır.

 

 

Hendek tarih boyunca bir işgale uğramamış ve bu yüzden de bir kurtuluşu olmamıştır. İlçemizin değerli şahsiyetlerinden Rüştü Çürüksulu  10 yaşında iken , 17 Temmuz 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün  Hendek'e uğradığını ve Babası Sarıkamış Gazisi Hasan Çürüksulu ve arkadaşları tarafından atlarla köprübaşında karşılandığını , kendisinin de Halk Evi önünde yapılan törende Atatürk'ü gördüğünü ve merhum Nezihe Cerrahoğlu'nun da Atatürk'e bir şiir okuduğunu belirtmiştir.

 

 

Cumhuriyetten sonra 1950’lerde ekonomik nedenlerle oluşan iç göçlerde, Karadeniz kökenli vatandaşların tercih ettiği bir bölge olmuştur. 1980 sonrası iç göçlerden Güneydoğulu vatandaşların bu bölgeyi tercih etmesi de son 15-20 yılın tarihsel özelliklerindendir.

 

Sosyal hareketliliğin bir diğer yansıması da zaman içinde bir yandan göç alırken diğer yandan da Adapazarı , İzmit ve İstanbul’a göç vermesidir.  Ancak üst üste yaşanan deprem felaketlerinden dolayı göç olayı da artık yavaşlamış durumdadır.

 

Şeyhler Mahallesinde bulunan , Şeyh İzzettin İsmail Türbesinde , her yıl Ağustos Ayının ilk haftasında Şeyh İzzettin İsmaili  Anma ve Mevlüt Okunması şeklinde Hacet Bayramı etkinlikleri yapılmakta ve etkinlikte ziyaretçilere Pilav ve Çizleme Ekmeği ikram edilmektedir.

 

Çayırbaşı Mahallesinde bulunan , Şeyh Benli Türbesinde , Temmuz ayının 2. yada 3. haftasında Şeyh Benli'yi Anma ve Mevlüt Okunması şeklinde Hacet Bayramı etkinlikleri yapılmakta, ziyaretçilere , Etli Pilav ve Ayran ikram edilmektedir. 

 

Ortaköy Mahallesinde bulunan , Şeyh Halil Türbesinde, Temmuz ayının ilk haftasında Şeyh Halil 'i Anma ve Mevlüt Okunması şeklinde Hacet Bayramı etkinlikleri yapılmakta , ziyaretçilere , Keşkek , Pilav ve Ayran ile Çizleme Ekmeği ikram edilmektedir.

 

Türbeköy Mahallesinde bulunan , Keremali Kardeşlerden Şeyh Hasan Türbesinde Temmuz ayının 2. yada 3. haftasında , Keremali Kardeşlerden Şeyh Hasan 'ı Anma ve Mevlüt Okunması etkinlikleri şeklinde Hacet Bayramı etkinlikleri yapılmakta , ziyaretçilere , Keşkek , Pilav ve Ayran ile Çizleme Ekmeği ikram edilmektedir.

 

Su Kenarı Mahallesinde , her yıl Mevlüt Kandillerinde Mahallenin Kadınları tarafından Gözleme yapılır ve Namazdan sonra Cami Avlusunda mahallelilere ve ziyaretçilere ikram edilir.

 

 

Handağı'nın (Hendek'in) Hikayesi ile ilgili Araştırmacı Tarihçi M.Danyal Hergünsel ile yaptığım röportajı Facebook Hendek Vizyon Tv'de 17 mayıs 2021 tarihli Kayhan Şafak ile Şehir Vizyonları programımda izleyebilirsiniz.

 



Tarlayı eken ekmeği dişler. Nasıl mı?

Hanyayla Konyanın bir olmadığını başka nasıl anlarız ki?

Hayaller Paris de gerçekler ne?

Ogün Gülmez hayırseverlere çağrıda bulundu

HENDEK İNANÇ VE KÜLTÜR YOLU GEZİSİ BAŞLIYOR

Nene Hatunlu 40 Kız Öğrenciden anlamlı ziyaret

Belediye imar düzenlemesi yapsa vatandaşlarla esnaflar karşı karşıya gelmese güzel olmazmı?

“Önemli olan birlikte üzüm yiyebilmek olmalı bağcıyı dövmek değil” Fatih Enes İlkay

Konya'ya 4 milyon Hendeğe kaç kişi gelebilir ki?

Kayhan Şafak’tan masallar “Kendini beğenenler ile sağ kulağının üstüne yatanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler"

Kayhan Şafak'tan masallar; “Bilgin dağın arkasını nasıl görmüş”

Kayhan Şafak’tan masallar “Bir dikili ağacı olmayanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar; "Kendini en akıllı sananlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar"

Sn.Turgut Babaoğlu aktif siyasete dönse nasıl olur?

Sn.Turgut Babaoğlu'nun farkı neydi?

Çocuklar Tiyatroya doyacaklar

Gençler köprü altlarında olmamalı?

Boşuna Yaparsa İrfan Başkan yapar işte böyle yapar demiyoruz diyoruz...

Halk neden Turgut Babaoğlu'nu mumla arayacaksınız diyor?

Sadece kendi mahallenizin kadınları için mi mücadele edeceksiniz?

Yenimahalle pazarı kapanıyor. Muhalefet kukuma kuşu gibi oturuyor demekmi lazım? Yada ne demek lazım?

'Yenimahalle Pazarı Kapanmasın Anneler Ağlamasın' Sanatçı ve Gazeteci Sevgi Işıklar

Belediye kanunda hepsi var. Peki bütçede de varmı?

Neden hep Reşit sen söyle sen işit gibi oluyoruz?

"Gençlerimiz elimizden bir yıldız gibi kayıp gidiyor." Yaşar Gevher

Belediye kanununda var. Peki neden hiç gündem olmuyor?

Halktan aldık haberi

“O zamanlarda yeterince sözümüzü geçiremedik” Hüdaverdi Bahadır

Yükleniyor