Değerli bir belediye meclis üyesini bir konuyla ilgili olarak aradık. Kent konseyini sorduk. Kuruldu deyince açıkçası şaşırdık. Çünkü ne belediye meclis toplantısında nede basında bu yönde bir açıklama görmemiştik. Yinede çok sevindik. Listeyi ilettiler. Halk tabiriyle şoka uğradık. Tam 122 dernek saydık. Ama bir yandan da geçmişte yaşadıklarımızı düşününcede çok üzüldük. Hani bugüne kadar nerelerdeydiniz diye bir halk tabiri vardır ya. İşte tamda o durumdayız sanki.
Çünkü fen liseleri çalışmalarımızda tek başımıza bir yalnız efe gibi kalmıştık. Kimse bizi dinlemiyordu. O zamanlarda gazetemiz ve sosyal medya kanallarımızda yoktu. Ayrıca çocuğumuz zaten özel okullarda okuyordu. Ama başkalarının çocukları ne yapacaktı onu düşündük ve bir şeyler yapmak istedik. Telefon mesajlarıyla geceleri saat 3’e, 4’e kadar çalışıyorduk. Telefonumuzda o yıllarda 900 kişi kayıtlıydı. Birisi mesaj attığında tek tek 900 kişiye de o mesajları paylaşıyorduk. Gözlerimizi kaybettik. Şimdi neredeyse 3 numara gözlük kullanıyoruz. Önceden böyle bir sorunumuz yoktu. Yani 122 dernek o zamanlarda nerelerdeydiniz diyoruz.
Ayrıca bakın kötümü oldu. Artık sizlerin de çocukları sadece, bekçi, depocu, işçi, usta yada muhasebeci değil artık üretim müdürü, genel müdür yada CEO olabilecekler. Yada sağlık ocakları veya hastanelerde doktorlarda olabilecekler. Peki bu nasıl oluyor ki diye sorabilirsiniz? Çünkü mühendislik veya doktorluk matematik ve fen bilimleriyle alınan eğitimlerle olmaktadır. Yani üniversite sınav sisteminde matematik ve fen bilimleri bir eleme veya ayıklama aracıdır.
Bakın tam 40 yıl oldu İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliğinden mezun olduk. Hala bizden başka kazanabilenler varmı? Yok. Peki niye yok? Çünkü ilçemizde fen lisesi yoktu da onun için başka kazanan da yoktu. Ama şimdi olacak. Bakın ilçemizdeki bir kız çocuğu Türkiye birincisi oldu. Peki bu nasıl oldu ki? Çünkü fen lisesi kuruldu onun için oldu. Artık çocukların rüyalarında değil gözlerinin önünde olduğu için oldu. Buna eğitimde teknik olarak hedefi yaklaştırmak denir.
Neyse olanlar oldu diyelim diyoruz. Peki bundan sonra ne olmalı ki? Mesela; Bilim ve teknoloji lisesi olmalı. Çünkü çanak beyinler, yapay zekalar, yazılım, otomasyon ve telekominikasyon da ki baş döndürücü gelişmeler çok değil belki de 5 yada 10 yıl içinde çok daha farklı boyutlara taşınacak. Çünkü tavşan beyninden alınan küçük bir beyin hücresi şekerli su ile dolu bir tabakta büyütüldü ve beyin tabak şeklini aldı. İçine bir çip takılarak masa tenisi programı yüklendi ve bu beyin düşünerek bilgisayarı masa tenisi oyununda yendi.
Yada gen teknolojileri ile hastalıkların ilaç yada cerrahi müdahale olmadan tedavisi yapılacak. Veya artık dişçilere gerek kalmayacak. Dökülen dişlerimizin yerine yenilerini çıkaracak tedaviler yapılacak. Çünkü Japonya'da deneysel çalışmalar başarıyla yapıldı.
Daha başka mesela; Artık posta yada kargo şirketleri olmadan veya marketlere gitmeden alışverişlerimiz kapımıza gelecek. Belki bir 10 yada 20 yıl sonrada arabalar olmadan işimize gücümüze gideceğiz. Peki bu nasıl olacak ki? Çünkü ışınlamayı da buldular. Bir kutunun görüntüsünü ışınlamayla bir başka yere taşıdılar. İşte bunlar neyle oluyor? Bilim ve Teknoloji Lisesiyle oluyor diyoruz.
Başka mesela; İlçemizde alkol, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve şiddet çok artmış durumda. Neden böyle ki? Çünkü annelerin büyük bir çoğunluğu ilkokul mezunuymuş ve hiç kitap da okumuyorlarmış. Ama çocuklar zekalarını annelerinden almaktadır. Ayrıca çoçuğu da yetiştiren annelerdir. Babalarsa iş de, güç de, kahvelerde yada sağda veya soldalar. Birde aileler suçlanıyor. Ne yapsınlar ki? Zaten eğitimleri yok. Çocuklarını zincirlerle evlerine mi bağlasınlar?
Bunun düzelmesi için ne gerekiyor ki? Halk tabiriyle çocukları yada gençleri başıboş bırakırsanız ya zurnacıya yada davulcuya kaçarlar misali gibi değilde alkole, kumara, uyuşturucuya, fuhuşa yada şiddete giderler. Çünkü kültür ve sanat 4 temel bilinçten en yaşamsal olanıdır. Olmazsa ne olur ki? Hayal kırıklıkları olur.
Bunun sonucunda da sahte mutluluklar dediğimiz alkol, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve şiddete bulaşırlar. Bu zamanla alışkanlıklara dönüşür ve bir bataklığın içerisine düşerler. Anneler sessizce gözyaşları döker. Babalarda çaresizce sabahlara kadar sokaklarda evlatlarını aramak zorunda kalırlar. İşte bu yüzden ücretsiz kültür sanat evi ve ücretsiz spor okulları olması gerekiyor.
İşte bütün bu sebeplerden dolayı çocuklara ve gençlere hayaller kurabilecekleri okullar ve sosyal alanlar sağlanmalıdır.
Değerli sn.kent konseyi üyelerimiz; Bu konularda hiçbir şey olmasa da bir çalışma yapılmasını veya bu konuların meclis tutanaklarına geçirilmesini sağlamanızı hem ilçemiz hemde halkımız adına sizlerden özellikle rica ediyoruz.
Saygılarımızla
Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak