Tarih: 20.09.2024 15:53

Bir vefat ve bir haber "Bir Aşevi Hikayesi- Erkan Albayrakoğlu"

Facebook Twitter Linked-in

Aristoteles " Her yapılan eylemin bir amacı olduğunu ve bunun iyi ile ilgili olduğunu belirtir. Ona göre insan bu iyi ile mutlu olur. Mutluluk en güzel ve en hoşa gidendir. Mutluluk Ruhun amacıdır ve bu amaca uygun davranış ise , erdeme uygun olan davranıştır" sözüyle Erkan Albayrakoğlu'nun hikayesini yazmaya başlarken zihnimde; John Lennon 'un " Hayat sen başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir" ile Harun Kolçak'ın " Sen hayat için bazı planlar yaparken hayat da senin için başka planlar yapmaktadır" sözleri belirmiş ve hikayenin kurgusu da buna göre şekillenmişti.

 Anadolu Çınarı Yunus Emre"nin"Bizi Bilen Bilir Bilmeyenlere Selam Olsun" sözüyle birlikte bu yazımıda tekrar sizlerin görüşlerinize sunuyorum.

Rize İli Findıklı ilçesinden gelip Sakarya ili Hendek ilçesine yerleşen 6 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak 1964 yılında Hendek'te doğdu. Yokluk ve yoksulluk sonucu çok küçük yaşlardan itibaren çeşitli işlerde çalışarak ticaretin içinde büyümüştü.

İlk okulda bando takımına girmişti. Bayramda gösteri yapılacaktı. Öğretmeni beyaz gömlek ve siyah pantolon giymelerini istemişti. Eve gelip annesine söyledi. Ama ailesinin yeni bir gömlek ve pantolon alma imkanları da yoktu . Annesi abisinin eski ve ona büyük gelen sarı renkli bir gömleğini arkalarından dikişlerle tutturarak oğlunun üzerine olacak şekilde ayarlamıştı.

Okula geldiğinde ise öğretmeni giyiminin uygun olmadığını söyleyerek onu bando takımından çıkarmıştı. Ama o buna hiç üzülmemiş ve bunu bir fırsata çevirerek okulun önünde arkadaşlarına gazoz satışına başlamıştı.

16 yaşındayken bir arkadaşı ile birlikte İstanbul'a çalışmaya gittiklerinde hemen bir iş bulamamışlar ve o gün aç kalmışlardı. Yolda yürürlerken bir eczane camında asılı olan ücretli kan alınır tabelasını görmüşler ve kanlarını vererek aldıkları parayla o gün karınlarını doyurmuşlardı. İşte o gün onun hayatında bir şeyler değişmeye başlıyordu. Bir gün çok para kazanırsa yoksul insanların yemek yiyebileceği bir aş evi kurmayı düşlemişti.

Çeşitli işlerde çalışmış, hiç yılmamış ve sürekli ticaret yaparak hem kendisinin hem de ailesinin geçimini sağlamıştı. Askerlik için Kıbrıs'a gittiğindeyse hayat zaten onun için planlarını yapmıştı. Tesadüf eseri tanıştığı ve sonradan evleneceği eşi çifte İngiliz vatandaşıydı. Askerlik görevinden sonra evlendiler. Birlikte İngiltere'ye gittiklerinde yeni evli çiftin hiçbir parası, kalacak hiçbir yeri ve çalışabilecek hiçbir işleride yoktu. Ama hayat onun için planlarını yapmış ve sanki sırayla uygulamaya koyuyordu. 

Ertesi gün işe girmişti. İşverenin yanında döner ve kebap yaparak işleri büyütüyordu. Bir gün işvereni işi bırakmak istediğini söylediğinde birikmiş bir miktar parası ve aldığı yüklü miktarda bir borçla işyerini devraldı. Artık hayat yavaş yavaş yüzüne gülüyordu. İşleri gittikçe artmaya ve artık çok sayıda elemanda çalıştırmaya başlamıştı. Daha sonra Hot Dog denilen bir işe girerek seyyar arabalarla sosis ekmek satışına başlamıştı. Araba ve personel sayısı ise 50'yi bulmuştu. 

Bir gün bir arkadaşının yanındayken seyyar arabalarını yaptırdığı çelik firması sahibinin işyerine haciz geleceğini öğrendi. O bir Türk Milliyetçisiydi ve yurt dışında bir Türk Vatandaşının iş yerine haciz gelecek olması onun ağrına gitmişti. Onun haberi olmadan ve hiçbir belge almadan bütün haciz paralarını ödedi. İşyeri sahibini arayarak işinin başına gelebileceğini ve borçlarını ödediğini söylediğindeyse hayat onun için zaten yine planlarını yapmıştı. Sanki neredeyse yavaş yavaş uygulamaya koyuyordu. Çelik firması sahibi ise "Sen ne yaptın ben zaten bu çelik işini artık bırakacaktım. O sebeple borçlarımı ödemedim" dedikten sonra da artık işyerini ona devrettiğini söylemişti.

Bir zamanlar 10 yaşındayken yeni bir elbisesi olmadığı için ilk okulda bando takımından çıkarılan o yoksul çocuk; hayatın ona yaptığı planlarla artık İngiltere' de bir çelik firmasının sahibi olmuştu.

Geldiği yeri, yaşadığı zorlukları hiç unutmayan ve memleketinde insanlarına faydalı olabilecek bir şeyler yapmak isteyen Erkan Albayrakoğlu; bir Cami , Dini Nikah ve Mevlütler için bir Toplantı Salonu ile  Sakarya'nın ilk ve tek Aşevini Hendek İlçemizde kurmuştur. Kızılay - Hendek Belediyesi Erkan Albayrakoğlu Aşevi 'nin, yoksul insanlarımıza bir günde tek bir öğün olmak üzere haftada 6 gün sıcak bir yemek verebilecek şekilde 500 kişilik bir kapasitesi de bulunmaktadır.

Ruhun şad ve mekanın cennet olsun diyorum.

Saygılarımla

Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —