Hendekspor yeni yönetimi kuruldu. Hayırlı olsun diyoruz. Ancak basında gördüğümüz kadarıyla , bir plan yada bir Programları varmı? Ne için geldiler? Ne yapacaklar? Bilemiyoruz. Kısa vadedeki planları neler ? Uzun vadedeki planları neler? Hedefleri nedir? Şampiyon olmak mı? Ligde kalmak mı? Yada takımı bir alt Lige daha mı düşürmek? Yaptıkları yapacaklarının teminatımıdır? Bu şehrin çocuklarına bir fırsat vereceklermi? Tribünlere küsen taraftarları tekrar geri döndürebileceklermi? Yada şehrine ve insanlarına heyecanlar , çoşkular yaşatabileceklermi? Veya bir Dağın Arkasına Bakabilmeyi isteyebileceklermi? Yada bir Dağın Arkasını Görebileceklermi? Hayaller ve Vizyonlar kurabileceklermi? Bunlara ulaşabilmek için hedefler koyabileceklermi? Planlar ve programlar yapabileceklermi? Yani kısacası Biz Nerede Yanlış Yaptık? Bir daha Yanlış Yapmamak için Ne yapacağız diye düşünüp gereğini yapabileceklermi? Tıpkı Descartes’in dediği gibi “ Sorguluyorum , öyleyse düşünüyorum. Düşünüyorsam gereğini ve doğrusunu yapacağım” diyeceklermi?
Yada Gazeteci Orhan Topçu’nun verdiği bilgiye göre , borç yazdırıp , havasını , cakasını atıp , bir takım imkanlarından yararlanmaya devam mı edecekler? Eğer öyle ise Hendek meydanındaki herhangi birileri , nasıl olsa borç verip sonra alıyorsanız , yönetime girip , salına salına havasını da cakasını da atabilir yada bir takım avantajlarından yararlanabilir? Bu kadar kolay mı olmalı? İlçemiz Türklerin ilk yurtlarından biridir. Ve bizim halkımız da cefakar , vefakar ve kadirşinaz bir millettir. Şehrinin takımına faydalar sağlayanları unutmaz , onlara gereken değeri ve itibarı verir. Ama şehrinin takımına zarar verenleri de asla unutmaz. Daha önceden yazdığım yazım ile söylemek istediklerimizi duymamışlardı. Tekrar yayınlıyorum. Umarım bu sefer duyarlar. Ayrıca yeni yönetime şehrinin takımına sahip çıktıkları için hayırlı olsun dileklerimle başarılar diliyorum.
Saygılarımla
Araştırmacı Yazar Mak.Müh.Kayhan Şafak
Şair özdemir Asaf'ın "Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim." kısa şiirinde olduğu gibi söylenecek kelime bazen bulunamıyor. Ya da Şair Orhan Veli Kanık'ın " Anlatamıyorum " şiirinde olduğu gibi bir durumda da değil miyiz?
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Olmadı , bu kadim şehrimize , Türklerin ilk yurtlarından olan ve Türkler için kutsal topraklar dediğimiz Hendek (Handak) ilçemize bu yakışmadı. Bu her şeyin sonumu , elbetteki değil. Ama gelecek olanlar da gidenler gibi mi olacak ? Belki önemli olan da bu değilmi? Bu amaçla daha önceden yayınladığım "Güzel bir rüya böyle bitmemeli" adlı yazımı , bir fayda sağlayabilmesi için tekrar görüşlerinize sunuyorum.
“Çocuklar hikayeler dinleyerek büyürler , toplumlarda öyle.” Evet Hendekspor’un bir hikayesi olmalıydı , bir hikayesi yazılmalıydı. Çünkü geçmişini bilmeyenin geleceğinin olamayacağı bilinen bir gerçek değil midir? Bir tarihçe yazmak istiyordum. Ama pandemi dolayısıyla yazamadım. Çünkü eski futbolcularımızın yaşları oldukça fazlaydı. Sağlıkları açısından onlara bir zarar gelmemesi için bunu gerçekleştiremedim. Bir aidiyet bilinci , bir sahiplenme oluşturulabilmesi düşüncesindeydim.
Çukur Taraftar Grubu liderlerinden İbrahim Yeşilyurt ile görüştüm. Onlarla ilgili bir hikaye yazdım. Onları onere edebilmek için plaketler hazırlattım ama ilgililere verilmesini sağlayamadım.
Mavi siyah Hendek , Mavi siyah Oley
*****
Buraya Buraya Mavi Kurtlar Buraya
****
Şampiyonluk yolumuz
Sevdamız Hendek
Uğrunda çekildi bunca yıl hasret
Mavi siyah olacak her yer seninle
İnanırsak bu sene olur o sene
*****
Ne diğer renkler
Mavi siyah bizlere yeter
Hendek bizim sevdamız
Bu sevda herkese yeter
Bu sevda bizlere yeter
*****
Çocuklar inanın , inanın çocuklar
Mavi siyah göreceğiz güzel günleri
Olacak o sene inanırsak bu sene
Oluruz sampiyon bizde yine seninle
Stadlarda söylenebilmek için Sloganlar hazırladım , Marşlar yazdım. Ancak kulaklar sanki sağır olmuştu , dinletemedim. Ama yine de bütün bunlara hiç takılmadım. Çünkü Şehrimin takımı 1949 yılından bu yana mücadele ediyordu. Ve ben de bir şeyler yapmalıydım.
Yemek yerken onları izledim , idman yaparken onları çektim ve onları dinledim , Şehrimin halkının da onları dinlemesini ve onlara inanmalarını sağlamaya çalıştım , Takımla ilgili iki Tv programı ve bir çok Klipler hazırladım ve kendi kanalımda yayınladım. İnanmışlardı , onlarda Şehri için bir şeyler yapmak istiyorlardı. Bende bütün Şehrin onlara inanmalarını sağlamaya çalışmak istedim. 7 maçlık maraton sonunda , onların inançları , son ana kadar mücadele eden hırsları ve son dakikalarda gelen biraz da şans golleri ile Şampiyonluk gelmişti. Programlar yapmak , Geleceğe yönelik neler yapılabileceği? , Başka yeni başarı hikayelerinin nasıl yazılabileceği ? kısacası "Bir Dağın arkasının nasıl görülebileceği? gibi konularla ilgili konuşmak istedim . Fakat olmadı. Çünkü Şampiyonluk bu sefer de sanki gözleri kör etmişti . Ve bu günlere geldik. Artık ligde kalma mücadelesi veren bir takım var karşımızda . Güzel bir rüyaydı fakat böyle bitmemeliydi.
Ne oldu da bugünlere gelindi?
Ben de sizlere naçizane sadece kendi görüşlerimi iletmek amacıyla bu yazımı kaleme almak istedim.
Öncelikle bir misyon ve değerlere bağlı bir Vizyon olmalıydı? Yani basit sorularla , Biz kimiz? Nelere sahibiz? Ne yapmak istiyoruz? Nerelere ulaşmak istiyoruz ve bunu nasıl yapmak istiyoruz? Gibi basit bir Stratejik Yönetim Planlaması yapılmalıydı . Bu planlamaya bağlı bir Vizyon ve bu Vizyona ulaşmak için ulaşılabilir ve ölçülebilir hedefler olmalıydı. Ayrıca bu hedefler Şehrin misyon ve değerleri ile birlikte Vizyonlarına da uygun olmalıydı. Ve ona göre de bir yönetim tarzı geliştirilmeliydi. Peki Şehrin misyon ve değerleri ile Vizyonlarına uygun bir planlama nasıl yapılmalıydı? İlk olarak , Şehri tanımak ve mevcut imkanları bilmekle işe başlanmalı. Şehirdeki iş insanları ve esnafların sayısı ile yıllık ciro miktarları ne kadardır? Bunun ne kadarı aktarılabilir ? Diğer gelirler ne kadar olacak? Bunlar hesap edilmelidir. Bunun yanında rakipler analiz edilmeli , yıllık bütçeleri ne kadardır ? Onlar nasıl bir strateji izleyecekler? Hedefleri nelerdir? Gibi sorularla gerekli analizler yapılmalı , ilgili raporlar hazırlanmalı ve bir Stratejik Düşünce ve Yönetim Şekli geliştirilmelidir.
Stratejik Düşünce , Stratejik Yönetim ;
Tanıma Stratejisi;
- Biz kimiz ? Mevcut bütçe ve imkanlarımız nelerdir? Nasıl bir takıma sahibiz? Gerekli inceleme , değerlendirme ve analizler yapılarak ilgili raporlar hazırlanmalıdır.
Ben kaba taslak afaki bir hesap yaptım. İlçemizde 2 bin iş insanı ve esnaf olduğu ve bunların ortalama yılda 100 bin Tl kazandığını varsayarsak , Şehrin yıllık cirosu yine ortalama ve afaki olarak 200 milyon eder. Bunun yüzde 1'i aktarılsa 2 milyon , yüzde 2'si aktarılsa 4 milyon eder. TFF , TRT, Kombineler , Reklamlar ve Stad Gelirleri ile beraber bu rakam ne olacak belirlenmelidir. Sonuçta bu parayla , 1 santrafor , 1 orta sağa , 1 sol ve 1 sağ açık ile 1 stoper aldığınızda 1,5 milyon eder . Ayrıca sakatlıklar yada hastalıklar olması ihtimaline karşıda 1’er yedeklemeler yapmanız da gerekir. Geriye kalan futbolcular , idareciler , ulaşım ve konaklama giderleri ile beraber belki de düze düz bile gelebilir. Bu iyice hesap edilmelidir.
-Rakiplerimizin durumu nedir? Mevcut imkanları nelerdir ? Mevcut bütçeleri ne kadardır? Neler yapmak istiyorlar? Hedefleri nelerdir? Ligde ilk 5 , ilk 10 yada ligden düşmemek gibi nasıl bir hedefleri vardır? Bunlar basın yada diğer kaynaklar yoluyla incelenip , analiz edilerek bir rapor hazırlanmalıdır.
Yönetim Şekli Stratejisi ;
-Nasıl bir Yönetim Şekli ve Hangi Yönetim Tarzı (Stratejisi) kurulacağı belirlenmelidir? Yönetim Şekli hangi kesimleri , kimleri kapsayacak ? Şehrin diğer kulüplerinden , eski yöneticilerinden yada şehrin bilgi birikimi olan ve Şehrin diğer bir yüzünü yansıtacak entellektüel aydınlarından oluşan bir Yönetim Kurulu gibi Şehrin bir çok dinamiklerini içerecek mi? Ya da kimleri kapsayacak? Veya neyi ve ne için kapsayacağı da açık ve net olarak belirlenmelidir. İşte bu da sizlerin misyon ve değerlerinizin bir kısmını oluşturacaktır. Yani binanın temellerini.
Yönetme Biçimi Stratejisi
-Bunu da 3 şekilde belirleyebiliriz. İlki Genişleme yada Büyüme Stratejisi , ikincisi Duraklama yada Yerinde Sayma Stratejisi , üçüncüsü ise Geri Çekilme yada Küçülme stratejisidir. Bunlar net olarak belirlenmelidir. Çünkü Limyata prince giderken eldeki bulgurdan olunabilir. O sebeple ölçülebilir ve ulaşılabilir bir şekilde belirlenmelidir. Oradan ya da buradan geleceklerle yapılabilecek bir şeyler değildir bunlar. İyice analiz edilmelidir.
-Genişleme yada Büyüme Stratejisi benimsediyseniz ; Hedefiniz 2.Lig olacak demektir. Bu da 2 – 4 milyonluk bütçenin 10 – 20 milyona çıkarılacağı anlamına gelmektedir. Ne yapmanız gerekir. Gelirleri 2 yada 4 kata çıkarmanız gerekir. Şehrin gelirlerinin 2 yada 4 kata çıkabilmesi ; Şehrin zenginlerini tekrar ilçeye döndürebilmek , bunun için Kültür ve Sanat faaliyetlerine önem vermek , dağ ve yayla sporları ile turizm gelirlerini arttırmak. Şehrin çevresinde arge ağırlıklı küçük sanayi siteleri kurmak , Şehrin altın değerindeki dağlarında ve ovalarında alternatif tarımlar yapabilmek , makine ve ekipmanlar üretebilmek, Şehrin tarihsel değerine uygun kültürel turizmler oluşturabilmek gibi. Bunlarda bir stratejik planlama dediğimiz planlarla olabilir ancak . Buna bu günden başlasanız bile bunun gerçekleşmesi için en az 5 yıl yada daha uzun bir zaman gerekebilir.
-Duraklama Yada Yerinde Sayma Stratejisi benimsediyseniz ; Hedefiniz 3.Ligde ilk 5 ‘te olmak istiyorsunuz demektir. Mevcut bütçe ve diğer ilave gelirlerle , mümkün olduğunca mevcut takımı korumak , mevcut oyuncularına sahip çıkmak ve belli oranda Şehrin takımlarından takviyeler ile yoluna devam etmek.
-Geri Çekilme Yada Küçülme Stratejisi benimsediyseniz ; Hedefiniz yine 3.Ligde ilk 5 ile 10 arasında olmak istiyorsunuz demektir. Kanaatimce en uygun strateji bu olmalıdır. En az ilk 5 yıl bu olabilir. "Büyük başın derdi büyük olur" derler. Şehrine sahip çıkmak , Şehrin futbolcularına imkan vermek ve ilçemizin bir futbolcu fabrikası olmasını sağlamak daha önemli değil midir? Hemde Şehrin kıt imkanlarını başka Şehirlere aktarmak yerine kendi Şehrinde kalmasını sağlayarak bir marka haline gelmek yani bir Altınordu olmak daha uygun bir strateji değil midir?
Yönetim Vizyonu Stratejisi
Yani bir dağın arkasını görebilmektir. Bunun için ölçülebilir,kabul edilebilir ve ulaşılabilir hedefler belirlenmelidir.
-İlk 1 yıllık hedefiniz nedir? Vizyonunuz nasıl olmalıdır?
-5 yıllık hedefiniz nedir? Vizyonunuz nasıl olmalıdır?
-10 yıllık hedefiniz nedir? Vizyonunuz nasıl olmalıdır?
Futbolcuların Katılımını Sağlama Stratejisi
-O zaman ne yapmak gerekirdi? Mevcut kadroyu mümkün olduğunca korumak , 40 yaşına gelip , sakatlanmak uğruna mücadele eden Hakan Soylu gibi bir çok futbolcularımızı takımda tutmak. Çünkü siz şampiyon olmuş takım oyuncularını sebep ne olursa olsun kapıya koyarsanız , bir daha hiç kimse sakatlanmak riski uğruna topla kendisini geçen rakip oyuncunun arkasından koşmaz , topun ileriye gönderilmesini kesebilmek için ayağını rakip oyuncunun tekmelerine uzatmaz. Şunu düşünür sakatlanırsam , şampiyon olsak bile Hakan Soylu gibi beni de kapıya koyarlar diye düşünür. İşte bu aidiyet bilincinin , sahiplenmenin ve mücadele hırsının bittiği bir durumdur. 7 maçta , sakatlanmak uğruna son dakikalara kadar koşan, ter atan ve pes etmeyen bir takım ruhu kaldımı sizce de ? Vaziyet bence böyle görünüyor.
Buna bağlı yapılması gerekenlere ait strateji ise belki şöyle olabilir mi?
İlçemizin tüm takımlarının yöneticilerinden istekli yada bilgi ve beceri kabiliyetleri yüksek olabilecek olanları yönetime almak. Her ne şartta olursa olsun en az yüzde 60'ı yerli oyuncu oynatmak. İlçemizde bu çapta oyuncu yok demek doğru bir düşünce değildir. Hayatta herkes , kendilerine en az 1 kere 1 şans verilmesini hak ediyor. Ayrıca şehrin kıt kaynaklarını şehrin dışındakilere aktarmakla da sürdürülebilir bir mali bütçe disiplinini de sağlayamazsınız. O sebeple , Şehrimizin Takımında Hacıkışla , Dereköy , Boğazköy , Çamlıca ve Yenimahalle gibi bir çok takımlarımızdan futbolcular da oynamalıdır.
Şehrin İnsanlarının Katılımı ve Taraftarlık Bilincinin Oluşturulabilme Stratejisi
-Mevcut taraftar grubu sahiplenilmelidir. Çünkü belli bir yaşanmışlıkları ve kayda değer güzel birer hikayeleri vardır. Bunları Şehrin Takımının misyon ve değerlerinden ayırmak , onu doğasından koparmaktır. Bu sebeple yeniden kuracağınız bir yapının temelleri yada kökleri yeterince derin olmayacak , aksine toprak yüzeyine yakın olacağından çabuk kuruması ve zamanla yok olması da kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bu bir Kültürdür. Zamana bağlı bazı değerler eklenerek yaşatılması ve günümüze uygun eğitilmesi önemli bir fayda sağlayacaktır. Yapılması gerekenler belki şunlar olabilir ;
-Taraftar grubu Liderleri belirlenmeli ve maddi olarak da desteklenmelidir.
- Taraftarlar ile birlikte Takımın Sloganları ve Marşları yazılmalıdır.
-Taraftar grubunun kullanabilmesi için onlara uygun bir ofis sağlanmalıdır. Davullar , bayrak ve flamalar temin edilmelidir. Burada taraftarların slogan ve marşları öğrenmeleri sağlanmalıdır.
-Taraftar forma , atkı ve bayrakların üretimi ve Şehrin önemli noktalarında kurulabilecek satış ofisi ile Şehrin insanlarının kolay ve ucuz alımı sağlanmalıdır.
Hiç Hayaller Kurulmamalı mı?
Elbette hayaller kurulmalı. Ancak futbol büyük bir finansal güç gerektiren bir spor dalıdır. Bu sebeple güçlü bir mali yapınızın olabilmesi ise yine süreklilik arz eden ve sürekli gelişen yeni gelir getirici kaynaklarınızın olması ile birlikte olabilir ancak. Bunlara bağlı olarak gelir arttırıcı imkanlar neler olabilir? Bir marka nasıl yaratılabilir? Şehrin tarihsel , kültürel ve sanatsal durumu , turizm imkanları , dağ ve doğa Sporları , Şehrin coğrafi konumu İstanbul ve Ankara gibi illere yakınlığı ve uluslararası 2 yolun ortasında olması ile birlikte yine uluslarası iki ovaya sahip olmasının önemi , altın değerindeki dağlarında alternatif tarım ürünlerinin yetiştirilebilmesi , alternatif küçük sanayi ile arge üretimi ve alternatif tarım makine ve ekipmanları üretimi yapılabilmesi , Fen Lisesi ,Güzel Sanatlar Lisesi , Tarım ve Hayvancılık Lisesi ile Spor Lisesi gibi eğitim kurumlarının kurulabilmesi ile birlikte de bir çekim merkezi haline gelebilmesi ile bu imkanlarda yeterince gelişecektir. Ve bunun sonucunda Şehir ve Şehrin Takımı da bir Marka haline gelecektir. Ancak bunlar uzun vadelidir ve bugünden başlasanız bile belki de en az 5 yıllık bir zaman içerisinde olabilecek şeylerdir.
Kısa dönemde ligde kalabilmek için neler yapılabilir?
Yine naçizane düşüncem , zaman eski ve yeni yöneticilerin kucaklaşması ve elele vererek , bu takımın lig sonuna kadar ayakta durabilmesi ve küme düşmemesi için birlikte çalışmasıdır. Bu olur mu bilemem? Ama unutmayalım ki , Bir elin nesi , iki elin ise sesi vardır. Ayrıca 2.yarı transfer döneminde , Hakan Soylu gibi bu takımı Şampiyon yapan futbolculardan mümkün olabilecek ise bazıları tekrar takıma kazandırılmalı. Bunlara ilave olarak da Çukur Taraftar Grubu' nun da onere edilerek Şehrin ve Takımın ihtiyacı olan gerekli motivasyonun sağlanması da önemsenmelidir.
Evet sizce de hangi yönetim stratejisi uygundur , bunu da yine sizlerin takdirlerinize bırakıyorum.
Bilgi : 2001 yılında hazırladığım Stratejik Planlama Yönetimi Kitabım , o zamanlarda kendi türündeki Ülkemizdeki ilk çalışmalardan biridir. Bir sponsor bulabilmem durumunda ilgili olabilecek tüm Şehrimin insanlarına ücretsiz olarak vereceğimi bilgilerinize sunarım.