Merhabalar,
Bu yazımda yaşadıklarımı anlatıyorum sadece. Dolayısıyla bu yazımı iki açıdan ele alarak sizlere sunmak istedim. İlk olarak ” Kayhan Şafak Ne Yapmak İstiyor? Niye Bu İşlerle Uğraşıyor?” diyenlere , belki bunları bilmiyor olabilirler diye bir cevap verebilmek ve bizzat içinde olduğum bir döneme ait olmak üzere de tarihe bir not düşmek istedim. İkinci olarak da Şehrimiz için ve halkımız için faydalı olabilecek konularda o zamanda ki bir Belediye Başkanı olarak Sn. Ali İnci’nin tutum ve davranışlarını sizlere anlatarak göstermek istedim. “Ali İnci’nin Farkı Neydi ?” adlı yazımla hem o zamanda hem de bu zamanda hiçbir siyasi yada ticari veya makam ve mevki gibi yine hiç bir amaç gütmeden sadece şehrim ve halkım için yaptıklarımı yazarak , gelecekteki siyasetçilerimize de bir fayda sağlaması umuduyla sizlerin engin görüşlerinize sunuyorum.
Ticaret yaptığım dönemde , Hendek ve organizedeki bir çok iş adamları ve genel müdürleriyle tanışmıştım. Kiminle tanıştıysam aklıma ilk gelen buraya kaç kişi işe yerleştirebilirim olmuştu hep. Bir çoğunu Şenay Sakal’la ve bazılarını da Ali İnci’yle tanıştırdım. Hem onlar kendi işleri ile ilgili bir şeyleri halledebilir hem de bizde işe eleman yerleştirebiliriz diye böyle bir ilişki oluşturmuştum. Beni arıyorlar bende Şenay Sakal'ı arıyordum. Ve hatta Şenay abi hatırlar “ Şenay abi özellikle evine ekmek götüremeyen işe ihtiyacı olan kim varsa onu gönder “ diye sürekli ona öyle söylüyordum. Bir gün Şenay abi “Kayhan ben çok yoğunum. Takip edemiyorum. Bunu partiye bildir , onlar takip etsinler” dedi. Bende görüşmeye gittim ve hatta bir iş ilanı panosu asalım dedik ve öylede oldu. Ve o şekilde iş ilanlarını iletiyordum. Onlarda oradaki panoya asıyorlardı. Ama yeterince işe yerleştirme sağlayamıyorduk. Çünkü iş için gönderilenler , şöforlük , bekçilik yada hizmetli gibi yada ne iş olsa yaparım gibi mesleksiz kişiler oluyorlardı. Bu tip işler için talep edilenlerin sayısı da azdı zaten. İş adamlarının talebi ise meslek sahibi ve kalifiye elemanlardı. işte Ali İnci’nin farkı da buydu. İş başvurusu yapanlara birer meslek kazandırabilmek için ne yapması gerektiğini biliyordu. Ve daha sonra Beliş ‘i bu işler için kurdurdu. İşte Sn.Senay Sakal, Sn.Ahmet Özge ve Sn.Ali İnci daha sağ.
Uludere çayının ıslah edilmesi ile ilgili olarak da bir şeyler anlatmak istiyorum. Şöyle ki ; Yük.İnş.Müh.Abim Sakarya Büyükşehir Beldiyesinde çalışırken , çark deresinin ıslah edilmesi projesini yapmıştı. Bende aynısını Uludere’de de yapabiliriz diye düşünmüştüm. Şenay Sakal ile görüştüm. Ali İnci’ye iletmiş. O da o zamanki Fen İşleri Müdürü Selami Uludağ beyle görüşsünler demiş. Abimle ve Selami beyle birlikte Uludere çayında ki cenaze köprüsü civarına geldik.
Abim toplamda 50 metre olacak şekilde dere kenarlarından sağlı sollu kamulaştırma yapılarak , köprübaşından roman mahallesine kadar olan alanda içinde kayıkların ve motorlu teknelerin yüzebileceği bir akar göl yapılmasını önerdi. Akşam da geç olmuştu gidiyorduk. Selami bey “ Ali İnci’ye haber vereyim” dedi. Başkan mühendisler geldiğinde haberim olsun demiş. Aradı. Ali İnci Dikmendeymiş hemen geliyorum dedi. Ali İnci bu , 25 dakikada geldi. Kabul ettiremedik önerimizi. Oda kendi bildiğini , şu anki durumu yaptı. Ama dinledi. İşte Ali İnci’nin farkı bu değilmi? İşte Sn.Senay Sakal, Sn.Selami Uludağ ve Sn.Ali İnci daha sağ.
Daha sonra HGM inşaatı başlamıştı. O zaman belediyede çalışan ve benimde değerli bir dostum olan Sn.Abdullah Bozalan beni aradı ”Kayhan abi , HGM için makine mühendisi ve elektrik mühendisi lazım. Hakediş almamız için imzalarınız gerekiyor. Yaparmısın dedi” Ben de elbette dedim. elektrik mühendisi bir arkadaşımla görüşüp dönerim dedim. Abdullah Bozalan “Abi maaş olarak kaç para düşünüyorsun” dedi. Bende “Ne parası dedim. Burada hem bizim hem de şehrimizin çocukları yüzecek , spor yapacak. Hiçbir şey istemiyorum” dedim. O da “Kayhan abi sen ne kadar büyük bir adamsın. 8.500 tl maaş verdik. Az buldular , kimse gelmedi “ dedi.
Ben ve arkadaşım o şekilde hiçbir ücret talep etmeden şehrimiz için , halkımız için ve çocuklarımız için elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık. İşte Elk.Müh.Arkadaşım , Sn. Abdullah Bozalan, Sn. Şenay Sakal ve Sn. Ali İnci daha Sağ.
Başka bir konu olarak da , Yük.İnş.Müh. Abim Büyükşehir Belediyesinde Avrupa Destekli Fonlarla ilgili çalışırken, Suni Göl Üzerinde Kablolu Su Kayağı projesini almıştı. Belediye başkanıyla görüşmüş , o da Ali İnci’yle görüşün kabul ederse , Hendeğe verelim demişti. Şenay Sakal’ı aradım. Çok güzel olur. Hatta belediyenin Sarıyer mahallesinde arazileri var demişti.Ali İnci’yle beni görüştürdü.
Fakat Sn.Ali İnci “Bu çok büyük ve kapsamlı bir iş” dedi. Ve kabul etmedi. Bende kendisine başkanım bu işi yaparsanız ”Ali İnci Hendeğe deniz getirdi diye anılırsınız “dedim. Olmadı ikna edemedik. Fakat bir çok yerlerde “Ali İnci isterse Hendeğe deniz bile getirir diyorlar “ diye bunu söylevlerinde kullanmıştı .İşte Sn. Şenay Sakal , Sn. Selami Yeşildağ ve Sn. Ali İnci daha sağ.
Yine o zamanlarda İstanbul’da yabancı bir kimyasal firmasında çalışan bir arkadaşım aradı. “Sanko Düzce’de yer bakmaya gelecek , oradan da Adapazarı’na geçecekler” dedi. Bende neden oraya buraya bakıyorlar Hendeğe baksınlar dedim. O da CEO’suna söylerim kabul ederlerse seni ararım dedi. Aradı Hendeğe de uğrayacaklar dedi. Bende Şenay Sakal’ı aradım.” Şenay abi bir arkadaşım aradı Sanko Düzce’ye oradan da Adapazarı’na yer bakmaya geleceklerdi. Bende Hendeğe baksınlar dedim. Arkadaşım iletmiş. Kabul etmişler gelecekler. Ali İnci’ye iletirmisin? Bunu kaçırmasın” dedim. O da iletti. İşte Ali İnci’nin farkı buydu? O dedi , bu dedi demedi , ne yaptı etti Sanko’yu Hendeğe getirdi. İşte Arkadaşım , Sn.Senay Sakal ve Sn.Ali İnci daha sağ.
Bunun yanında başka bir konuya da girmek istiyorum. Bana bir çok partilerden teklifler geldi. Onlara hayır dedim. Siyaset benim işim değil dedim. Çünkü ben kitap diyeceğim, okul diyeceğim , kültür ve sanat evi diyeceğim , yoksul çocuklar diyeceğim , yoksul anneler diyeceğim , Şehrim ve halkım için faydalı olabilecek başka şeyler diyeceğim siz başka şey diyeceksiniz. İlk yönetim toplantınız sonunda ya ben istifa ederim. Ya da siz beni gönderirsiniz dedim. Bunun yanında ben taraf olmak istemiyorum. Her kesimden ve her partiden arkadaşlarım ve dostlarım var. Ben fikirlerim , düşüncelerim ve vizyonlarımla şehrim için ve halkım için sizlere daha faydalı olabilirim dedim. Ve halada aynı düşüncedeyim.
Zaten siyaset de zor bir zanaattır. Bir testere gibi her kesime hitap edecek şekilde olmanız ya da çalışmanız gerekir. Prens kitabı bunu güzel bir şekilde anlatmaktadır. Hem Şehri , hem halkı hem de kendinizi nasıl yönetebileceğinizi çok güzel bir şekilde anlatmaktadır. Bende bu amaçla , tanıdığım tüm siyasetçilerimize Prens ve Toplum Sözleşmesi kitaplarını Şehrim daha da güzelleşebilsin ve halkım daha da mutlu olabilsin diye hediye ettim.
Son olarak da sizlere bir bilgi vermek istiyorum. Şöyle ki ; 60 yaşından sonra yüksek lisans eğitimime başladım ve yazın yurt içi ve yurt dışı olmak üzere çalışmak için Hendek’ten ayrılacağım. Amacım , Hendek’te bir Kültür ve Sanat evi kurabilmek için para kazanmaktır. Eğer ben para biriktirene kadar bir kültür ve sanat evi kurulabilirse , yapandan Allah razı olsun diyeceğim ve Roman mahallesine küçük bir Müzik Evi kuracağım.
Bu yazımla da amacım hem kendi yaşadıklarımı hem de Sn. Ali İnci’nin farkını sizlere gösterebilmekti. O söyledi , bu söyledi yada o yapacak bu yapacak demeden herkesi dinlemiş ve yapılabilecek bir şeylerse de yapmıştı. Zaten benim canlı yayın programımda kendisi “ Ben beden eğitimi öğretmeniyim. Her şeyi bilemem. Şehrimiz ve halkımız için iyi olabilecek her konuda ne varsa bana söyleyin ve bana yaptırtın demiştir.” Bu şekilde de bundan sonraki siyasetçilerimize de bir örnek olabilmesi açısından faydalar sağlamasınıda umuyorum. Ayrıca Kayhan Şafak Ne yapmak istiyor? Neden bu işlerle uğraşıyor? diyenlere de bir cevap yazımdır bu. Kendilerine anlatmıştım. Ama bir yazıyla daha iyi anlaşılabilir diye düşündüm.
Socrates “ Allah insanları iyilik yapmak için yaratmıştır. Ruhun amacı budur” demiştir. Kur’an da "İnsan, Allah'a ancak öteki insanlara iyilik yapmakla yaklaşabilir” ve "Şüphesiz Allah, takva sahipleriyle ve iyilikte bulunanlarla beraberdir” ayetlerinde anlatıldığı şekilde naçizane olarak bir şeyler yapmak istemiştim. Evet Kayhan Şafak ne yapmak istiyor diyenlere? Bende , benim yapmak istediklerim bunlardı diyorum. Ve hala Kayhan Şafak ne yapmak istiyor? diyenler varsada bunun cevabını bunu diyenlerin vicdanlarına ve sizlerin de yüce takdirlerinize bırakıyorum.
Saygılarımla
Arş.Yaz.Mak.Müh.Kayhan Şafak